Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şule Sayıner Şimşek, anne sütünün bebeklerde enfeksiyon riskini azalttığını belirterek, “Ciddi soğuk algınlığı ve kulak-burun-boğaz enfeksiyonları 6 ay tek başına anne sütü alan bebeklerde yüzde 63 daha az görülüyor.” ifadesini kullandı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Şimşek, anne sütünün ishal ve akut solunum yolu enfeksiyon riskini azalttığını bildirdi. Şimşek, “Ciddi soğuk algınlığı ve kulak-burun-boğaz enfeksiyonları 6 ay tek başına anne sütü alan bebeklerde yüzde 63 daha az görülüyor.” bilgisini verdi.
Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:
“Emzirme başarısı için doğum sonrası anne ile bebeğin hemen tensel temasının sağlanması, doğum sonrası rutin girişimlerin ertelenerek önceliğin emzirmeye verilmesi gerekir. İlk 24 saatte 8-12 kez emzirmenin teknik açıdan doğru bir şekilde sağlanması gerekir. Tıbbi bir gereklilik yoksa yeni doğan çocuğa su, şekerli su, mama gibi takviyeler verilmemelidir. Anneye D vitamini kullanması, doğru beslenmesi ve yeterli sıvı tüketmesi konusunda da önerilerde bulunulmalıdır. Hastane çıkışını takip eden 48-72 saat içinde emzirme süreci gözlemlenmeli ve sorunlar konuşulmalıdır.”
Şimşek, arzu edilenin, bebeğin ilk 6 ay boyunca yalnızca anne sütüyle beslenmesi olduğunu bildirdi. Ek gıdaya ne zaman başlanacağına ilişkin de değerlendirmede bulunan Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
“Yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde ek gıdaya 17 haftadan önce başlanmaması gerekiyor. Ek gıdaya başlama süreci 26 haftadan da geç olmamalı. Katı gıdaya çok erken başlamak yerine formül sütler tercih edilmelidir. Altı aydan büyük bebeklerde anne sütü yetersiz ise gereğinden çok tamamlayıcı besin veya başka bir süt vermek yerine, devam sütü ile destek verilmelidir.”
Ek gıdaya geçilen bebeklerde gıda tüketim miktarlarına ilişkin de bilgi veren Şimşek, yeni doğan bir bebeğin mide kapasitesinin yalnızca 2 yemek kaşığı büyüklüğünde olduğuna dikkati çekti.
Şimşek, bebeklerin midesinin 6’ncı ayda 1 çay fincanı, yaşına geldiğinde ise 1 su bardağı kadar olduğunu aktararak, “Erişkin bir insana kıyasla bu kadar küçük bir kapasitenin çok verimli kullanılması, yüksek enerjisi olan, yeterli protein ve mikro besin içerikli besinlerin bebeğe verilmesi gereklidir. Bu besinlerin kolay ulaşılabilen ve hazırlanabilecek bilindik gıdalar olması başarılı bir beslenme için temeldir. 6-8 aylık bir bebekte 2 öğün, 9-11 aylık bebekte 3 tamamlayıcı besin öğünü yeterlidir.” değerlendirmesini yaptı.
Bebeklerde ek gıdaya başlarken dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Şimşek, şunları kaydetti:
“Tamamlayıcı beslenmeye tek çeşitle başlanmalıdır. Her yeni gıda teker teker en az 2-3 gün aralıklarla eklenmelidir. Bebekler katı vejetaryen diyet almamalı, gıdalara şeker ve tuz ilave edilmemelidir. Hazır çorbalar, konserveler, şeker ve tuz katkılı ürünler, çaylar, işlenmiş et ürünleri beslenmede yer almamalıdır. Bebeklikte farklı tatlar denetilmeli, özellikle sebzelerin nötr tatlarına alıştırılmalıdır. Bebeğin açlık ve tokluk ipuçlarına duyarlı, zorlama olmadan, öğün saatlerine ve içeriklerine özenli bir beslenme modeli uygulanmalıdır.”