Eskiden şenlikler olur; Her türlü şenlikte, panayırlarda, kumpanyalarda, gösteri guruplarının değişmezi cambaz gösterileri yapılırdı. “Cambaz ipe çıkar, kalabalığın arasında birileri cambazı göstererek “cambaza bak cambaza” der, kalabalık yukarıya bakarken birileri aşağıda gereğini yapar.’’
Her yerleşim biriminde olduğu gibi Cumhuriyet kenti Karabük’te de bu cambaz gösterisi daha sonraları siyaset ortamına, siyaset diline, ardından günlüğe sirayet ettirildi. “Cambaza bak cambaza” taktikleri halen önemini ve de işlevliğini yitirmiş değil. Başka yerleri bilemem ama, bizim kentimizde gündem saptırma, saptırılan gündem altında çaktırmadan, başka işler sokuşturma, gözden kaçırma, günü, zamanı kurtarma aracı olarak kullanılır oldu.
Belki cambaz görseli yaşanmıyor ama, siyasetin, politikacıların hemen her hal ve ahvalde yapılan politikaların her anın da var… Mesela, Karabük’ün hayati öneme haiz çevre sorunlarının, eğitim sorunlarının, sağlık sorunlarının, ekonomik sorunlarının, hemen her sorunun için de özünde bir şekilde “ cambaza bak, cambaza” uyarı sözünün siyaset diline ve yöntemine dönüştürülmüş halini görmek için bakan görebilirler.
Dünyada bu kadar hayati öneme haiz çevre kirliliğinin, hava, su, görüntü, gürültü kirliliğinin neden olduğu olumsuzluklara karşın, can boyutunda acı reçete ödeyen politikacıları tarafından gerekli yatırımları sürekli ötelenen, yaşayanlarının ödediği acı reçete sürekli yenilenen bir şehir yoktur. Bunları duyması bilmesi gerekenler kendileri konuşup kendileri dinleyecekleri ne bir Karabüklüye kulak verip konuştuklarını dinleseler duymak istenenleri duyabilirler.
Cumhuriyet kenti Karabük, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Cumhuriyeti kuranların yöneten yönetilen bütün Karabük ve ulusumuza emaneti “Karabük Demir Çelik Fabrikaları kurulduğu günden bu yana Ülkemiz sos-yo ekonomisine kattıkları, mamulleriyle ülkemizin menfaatine yaptıkları ile ünlü, 7 haneli köyden bugünün il Karabük’ü haline gelen bir şehri ve de yaşayanlarının hak ettiği yeterli ilgiyi göremediğini anlayabilseler, seçimden seçime Karabük e gelen Karabüklüler için söylenen , bizimde içimizi acıtan sözlerin muhatabı olmasalardı.
Söylenmek istenen eskiden ‘cambaza bak cambaza’ diyenler biz cambaza bakarken cüzdanımızı paramızı çalarlardı dediklerimiz para severlerle politikacılarımızı yan yana düşünmek değil (tövbe haşa). Söylemek istediğim adaylarımızın cambaza bak cambaza’ benzeş yaklaşımları ile ihtiyaçlarımıza beklentilerimize yönelik zamanımızı, söz verdikleri maddi ve manevi değerlerimizi, hayallerimizi, beklentilerimizi, birde oylarımızı alıp götürüyorlar çoğunluğunu geri getirmeyi unutuyorlar da endişe ondan. Bu konuda sadece cambaza baktıranlar suçlu değiller elbet, bakanların, bakarken başları takılı kalanların sonra ne olup bittiğini sorgulamayanların da suçu var.
Bize göre işsizliğin artmasını, bir zamanların küçük Almanya sı diye adlandırılan Karabük’te işsizliğin gelişmesini, sağlık hizmetleri verilen alanların daralmasını, Karabüklülerin metropollere giderek sağlık arama zorunluluklarının yeniden başladığını görmezden gelenler, yerleşik nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan emeklinin halini “yaşım bana bir yük dedirten hale gelmesini sadece uzaktan izleyenlere okul zamanı önlük satmayı, turşu zamanı biber acur, kelem, salça zamanı maniye satmayı maharet bilenlere, bir, üç beş seçim öncesi yaydığı yapılamayan projelerin üstünde bugün hala gezini geziniverenlere benzemesinler diye hatırlatayım istedim. Başka söze ne hacet!
Hep birlikte zor yıllar geçirdik. Ekonomik zorluklar yaşadık yaşamaya devam ediyoruz, Pandemi ardından sel ve depremler canlılık halini gibi sürdüren büyük çoğunluğumuzu vurgun yemiş sünger avcısı gibi hırpaladı.
Günle 2023 Mayıs ayının üçüncü gününe erdik. Bugünle seçim gününü saymaz isek 10 gün sonra demokrasilerin şölen anı seçim gününü yaşayacağız.
14 Mayıs seçim günü ile başlayan bütün günlerin vukuatsız, sosyal siyasal ve de ekonomik zorlukları bütünüyle aşmaya başladığımız yeni dönemin gönülleri ısıtan yüzleri güldüren hepimiz için mutlu ve müreffeh günler olmasın diliyorum. Acıların dindiği, ülkemizin ve ilimizin üstündeki karabulutların dağıldığı, geleceğe dair kurulan umutların baharla birlikte yeşermeye başladığı anları hep birlikte yaşayabilmeyi diliyorum.