Sağlık sorunlarımız yaş ilerledikçe daha çok artıyor. İlk başvurduğumuz yer ise tabi ki hastaneler oluyor. Karabük ve çevresine hizmet veren hem devlet hastanesi hem de üniversite hastanesi olan Karabük Araştırma Hastanesi de maalesef yoğunluğun oldukça fazla olduğu bir sağlık kurumu. Birkaç gün önce kayınvalidemi acil olarak hastaneye bu hastahaneye kaldırdık. Tedavi süresi yoğun bakımda olması gerektiği için acilde kırmızı alan kısmında bekletildi. Yetkililerle görüştüğümüzde ise yoğun bakımda yer olmadığını ilettiler. Bu sırada yoğun bakımda 13 hastanın yakınları tarafından terk edildiğini ve ne yazık ki yakınlarına ulaşmalarına rağmen hastalarını bakmaya bile gelmediklerini öğrenince işte bende bu soruyu sordum; “toplum ne hale geldi?”
Toplumsal dejenerasyon, toplumun genel olarak etik, sosyal veya kültürel açıdan gerileme veya bozulma sürecidir. Değerlerin, normların, davranışların ve sosyal ilişkilerin olumsuz yönde değişmesi ve toplumun olumsuz sonuçlarla karşılaşması olarak tanımlanabilir. Toplumsal dejenerasyon, bir toplumun gelişme ve ilerleme sürecinden çıkarak, düşüşe geçmesini ifade eder.
Toplumsal düşüşe geçtiğimiz alenen ortada aslında, sokakta, iş yerinde hatta evde bile her zaman hissediyoruz bunu. Büyüklere saygının olmadığı bu yüzyılda değer bilmem vefa duygusu çoktan unutulmuş. Biz gazeteciler aslında mesleki olarak ta yaşıyoruz bunu. Merdiven altı haberciler ben onlara tetikçiler diyorum, toplumda daha çok itibar ediliyor. Mesleğe 50 yılını vermiş gazeteci büyükler bile böyle insanlarla oturup kalkıyor. Yani anlayacağınız toplum için çalışan bu meslek grubunda dejenerasyon öyle fazla ki, halk dediğimiz kitle bu günümüz dijital dünyasında dejenerasyona uğramayıp ta ne yapsın !..
Anasını, babasını, yakınını hastane yoğun bakımında bırakan bu zihniyet günden güne kara veba hastalığı gibi büyüyor ve savaşlar sadece topla tüfekle kazanılmaz, günümüz dünyasının savaş şeklinin de bu olduğunu biliyoruz.
Biz gazeteciler kamu görevi yapıyorsak kendi içimizdeki dejenerasyonu durdurmalıyız hem de toplumu bu konuda uyarmalıyız.
AMAN DİKKAT!..