Bildiğimiz Kadarıyla Safranbolu’da Hititler, Firigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar) ve Romalıların Eğemenliğinde bulunan SAFRANBOLU 1196 yılında Selçuklu Sultanı 2. Kılıçarslanın Oğlu Melik Muhiddin Mesut Tarafından 4 ay boyunca kuşattıktan sonra Safranbolu’yu Fethedilerek TÜRK Yurdu Yapılmıştı
Safranbolu’yu Osmanlı imparatorluğundan 105 yıl önce TÜRK Yurdu yapan Melik Muhiddin Mesut’un bir büstü, Mask’ı veya Heykeli Yaptırılarak Safranbolu Kalesi ( Tarihi Hükümet Konağının olduğu alan) konulamazmıydı ?
Anadolu’nun kuzeybatı kesiminde tarihte Paflagonya (Paphlagonia) olarak adlandırılan bölgede bulunan Safranbolu’nun bilinen geçmişini MÖ 3000 yıllarına kadar tarihlendirebilmekteyiz. Kızılırmak ile Filyos ırmağı arasında kalan bu bölgede, Hititler, Firigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çabanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği sürmüştür. Safranbolu Kalesi’nin bugünkü Kent Tarihi Müzesinin ya da eski Hükümet Konağı’nın bulunduğu tepe ise Türklerin kesin egemenliğine Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın oğlu Melik Muhiddin Mesut tarafından 1196 yılında geçmiştir.
Safranbolu tarih boyunca çeşitli uygarlıklar arasında el değiştirdiği gibi Türklerle Bizanslılar arasında ve hatta Türk beylikleri ile Osmanlılar arasında da el değiştirmiştir. Safranbolu hakkındaki bu süreci izleyebildiğimiz en eski bilgileri ise arşiv belgeleri ve özellikle de seyyah notlarından öğrenmekteyiz. Örneğin, İbn-i Batuta’nın gezi notları gibi. Batuta, 1332 yılında Anadolu gezisinin Safranbolu ayağında, Safranbolu Kalesi’ndeki misafirlik ve dinlediği Kur’an-ı Kerim dinlencesini gezi notlarına kaydetmiştir. Hatta Candaroğlu “Süleyman padişah”ın oğlu Ali Bey ile görüşmesini kısa, ancak bizim için açıklayıcı şekliyle aktarmıştır. Batuta’nın bu notları özellikle, askeri üs olarak kale Safranbolu’sunu Kalealtı yerleşimi ve Cami-i Kebir semtlerini sözlü tasviri nedeniyle çok değerlidir. Gerçekten de 1326 yılına Candaroğlu Süleyman Paşa, Safranbolu’yu hâkimiyeti altına almış ve günümüzde halen daha yerinde görebileceğimiz hamam – medrese, cami gibi Safranbolu’nun ayakata kalabilen en eski dini ve sivil yapılarını kasabaya hediye etmiştir.
Safranbolu’nun Osmanlılar tarafından ilk olarak alınışı ise muhtemelen 1354 yılında Osmanlı Sultanı Osman Bey’in oğlu Şehzade Gazi Süleyman Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Safranbolu yine Osmanlılar ile Candaroğulları arasında el değiştirmiştir. 1423 yılında Padişah II.Murad zamanında yörede kesin olarak Osmanlı egemenliği sağlanmış ve Safranbolu kaza olarak Bolu sancağına bağlanmıştır. Özetlemek gerekirse Safranbolu, Osmanlı döneminde iki kazadan meydana geliyordu. Birincisi, merkezde bulunan “ Medine-i Taraklı Borlu” (ki burası günümüzdeki tarihi Safranbolu’dur,) diğeri bugünkü Yörük Köyü ismiyle bildiğimiz “Yörükan-ı Taraklı Borlu”dur. 1811’de bu iki sancak kaldırılarak Padişah II. Mahmud döneminde Viranşehir sancağı kuruldu. Bu sancağın merkezi ise Safranbolu’ydu. 1870 yılında Osmanlı’daki idari yapı yeniden düzenlenmiş, bu çerçevede Safranbolu kaza yapılarak Kastamonu sancağına bağlanmıştır. Aynı yıl içinde belediye kurulmuş ve ilk Belediye Başkanı da Hacı Muhammed Ağa olmuştur.
Safranbolu, 1927 yılında Zonguldak Vilayeti’ne bağlanmıştır. Safranbolu’ya bağlı bulunan Ulus Bucağı 1945’de, Eflani ve Karabük Bucakları 1953’de Safranbolu’dan ayrılarak ilçe haline getirilmiştir. Ancak 1937 yılında Türkiye’nin ilk ağır demir sanayinin Karabük’te kurulmasıyla Karabük hızlı bir gelişme göstermiş ve Karabük 1995 yılında Türkiye’nin 78. İli olmuş, Safranbolu da Karabük’e bağlanmıştır.
Safranbolu eski çağlarda Homeros’un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almakta ve bilinen tarihi MÖ 3000 yıllarına kadar gider. MÖ 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu’nun insan yerleşimi açısından uzun bir tarihi olduğunu göstermektedir. Şehir Flaviopolis, Theodoropolis, Hadrianopolis, Germia ve Dadibra (Dadybra) gibi antik kasabalarla yorumlanmıştır
Selçuklu Devletinin Eğemenliğine geçtikten sonra ise Taraklı Borglu , Zağfiranpolis , Zağfiran , Zağfiran Bolu , Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür
Safranbolu, Karabük ilinin tarihi ve turistik bir ilçesidir. Konumu Ankara’nın 231 km kuzeyinde ve Karadeniz’in 90 km güneyindedir. Karabük ilçe merkezinin de 8 km [2] kuzeyinde bulunmaktadır. Safranbolu şehir merkezi ve Karabük il merkezi birbirine bitişiktir.
Ev örneklerine, Beypazarı, Göynük, Taraklı, Odunpazarı ve Osmaneli gibi Türkiye’nin birçok yerinde rastlanan Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî Safranbolu evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye’de Dünya Mirası listesinde yer alan 19 kültürel varlıktan biridir ve turistik ilgi çekmektedir.[3] Safranbolu ismini, bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır
Tarihi bilgi için teşekkürler. Ama bu büst put işine fazla takılmayalim. Gelenekten. Cami medrese okul vs yapma var. Böyle bir yerlerde usmi yasatilabilir.
Mustafa bey, engin bilgilerinizi kaleme aktarıp bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. İnsanın kendi coğrafyasını bilmesi tanıması çok önemli. Yaşananlarla tarihsel süreci anlatmaniz çok kıymetli.
Mustafa bey, engin bilgilerinizi kaleme aktarıp bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz. İnsanın kendi coğrafyasını bilmesi tanıması çok önemli. Yaşananlarla tarihsel süreci anlatmaniz çok kıymetli.