Müjde, Hayal Kırıklığı Oldu

Milyonlarca emekli ‘müjde’ olarak açıklanan 5 bin liralık ikramiye ile yine hayal kırıklığına uğradı.

Yıl ortasında yapılan Genel Seçimler le mevcudiyetini koruyan siyasi iktidarın seçim öncesi ile seçim sonrası tavırları “emeklilere” hayal kırıklıkları yaşattı.                                                                                   

Genel seçim öncesi ekonominin kriz haline rağmen kesimlerin her istediği olmayan paraları bol keseden dağıtan iktidar seçimden sonra ne yapacağını adeta şaşırdı.

Yönetenler ile yönetilenlerin en kıdemlisi emeklilere verilmesi taahhüt edilen 100. Yıl ikramiyesi Emeklilerin hiç hak etmedikleri bir ayrımcılığa neden oldu. 12 milyon iki yüz bin emekliye Kasım ayında 5 bin liralık ikramiye ödenmesine ilişkin yasa teklifi hazırladı.

3 milyon 300 bin emekli ise; 5 bin lira ikramiyeden mahrum bırakıldı. Emeklilerin yaşadıkları hayal kırıklığının nedeni ise “mücbir sebep” ten diye açıklandı!

Emeklilere 100. Yıl ikramiyesi denilen esas ikramiyeyi hak eden 40 000 TL. maaş alana 5000 TL. ikramiye var, 7500 TL maaş alana yok dediler. O gün bu gündür “Siyasette kimler kimlere ihanet eder? Diyerek İbretlik “Emekliler e zam yerine sadaka gibi harçlık vereceğiz dediler onu bile hora geçirmediler.                                                                                                    

Konu Parlamentoda, Umarız sağduyu galip gelir.

İkramiye konusunda çalışan emekli, çalışmayan emekli” diye ayrım yapılmasının yarattığı tepkiler sonlanacak gibi görünmüyor.

Çalışan emekliler keyiflerin den değil ihtiyaçtan çalışıyor.

İktidar Cumhuriyetin 100. Yılı vesilesi ile ‘müjde’ diye emeklilere verileceği söylenen 5000 TL ikramiye bile çalışan emeklilere çok görüldü.

Oysa İktidar, emekli yakınlığı malumdu. Karabük te her 10 emekliye sorulsa cevap 10- 7 rakamını ardında gizli olurdu, Gelecek zamanda ne olur bilemem.

Bildiğim bir hikaye var ama. Okuyalım.

 Çölde seyahat eden bir derviş, bir bedeviye rast gelir.

Kızgın güneş altında susuzluktan perişan bir halde olan bedevi ondan su ister.

Onun haline acıyan iyi yürekli derviş su vermek için devesinden iner

Dervişin testisinden kana kana su içen bedevi bir anda canlanır ve az ileride duran deveye atlayarak hızla kaçmaya başlar.

Derviş çölde devenin arkasından var gücüyle koşarken bir yandan da bedeviye bağırır;

“Evladım deve senin olsun. Üstündeki yiyecekte senin olsun.

Fakat ne olursun bu yaptığını kimseye söyleme!”

Bedevi, dervişin bu sesini duyunca şaşırır ve deveyi durdurup merakla sorar;

“Issız çölde susuz ve devesiz kaldığını dert etmiyorsun da, kandırıldığını mı dert ediyorsun?”

Dervişin cevabı ibretlik bir ders niteliğinde olur.

Derdim onlar değil.

Bu haber bu diyarlarda duyulursa, bundan sonra hiç kimse çölde susuz kalmış birine su vermek istemez.

Bizim buralarda kıssadan hissede olduğu gibi çöl yok derviş yok, bedevi de yok ama biz emekliler gibileri hep olacak…

Esen kalın.