Bu kapsamda İstanbul Ticaret Üniversitesi Ahi Çelebi Kampüsü’nde düzenlenen eğitim işbirliği protokolü imza törenine Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek katıldı.
Ağar, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin mal ve hizmet ihracatında 393 milyar 100 milyon dolarlık rakama ulaşarak, dünya ticaretinde ağırlığını günden güne artıran bir konuma eriştiğini söyledi.
Sadece mal ticaretinde, ihracat ve ithalat toplamında 632 milyar dolar gibi milli hasılanın yüzde 40’ından fazlasına denk gelen bir hacmin yakalandığı bilgisini paylaşan Ağar, “Korumacılık rüzgarlarının dünya ticaretini esir aldığı, belirsizliğin rekabet ortamının tam merkezine yerleştiği bir dönemden geçiyoruz. Ticaret savaşlarının etkileri sadece bölgesel değil, üretim ve tedarik zincirlerinin tümüne yansıyan sonuçlara yol açıyor. Böylesine zorlu koşullar altında Türkiye ekonomisi, hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemeye, üretmeye ve değer yaratmaya devam ediyor. 21 çeyrektir büyümesini devam ettiren ekonomimiz 1 trilyon 538 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Mal ihracatımız yıllıklandırılmış bazda 270,6 milyar dolar, hizmet ihracatımız ise 122,5 milyar doları şimdiden yakaladı.” ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, edinilen kazanımları sürdürülebilir kılmak amacıyla Ticaret Bakanlığı olarak her ölçekten ihracatçıya, ihracata hazırlık aşamasından küresel marka oluşturmaya kadar ihracatın her aşamasında ve her adımında destek sağlamaya gayret ettiklerini bildirdi.

2025 yılı sonu itibarıyla mal ve hizmet ihracatı için 33 milyar liralık desteği ihracatçılara kullandırdıklarını vurgulayan Ağar, “İnşallah 2026’da bu rakam 46 milyar lira seviyesinde olacak. Sadece bu bütçeyle değil, ihracatın finansmanına yönelik kurduğumuz güçlü ekosistemle de yine ihracatçı firmalarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Ağar, dijitalleşmeden sürdürülebilirliğe, ihracatın finansmanından pazar çeşitlendirmeye, eğitimden markalaşmaya, özel sektörle el ele vererek yürüttükleri daha birçok faaliyetle ihracatçıları desteklemeye, rekabet gücünü artırmaya devam edeceklerini anlattı.
Bu çalışmalardan en önemlilerinden birini ise dış ticaret camiasına yönelik nitelikli insan kaynağının geliştirilmesini odağına alan faaliyetlerin oluşturduğunu aktaran Ağar, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda uzun yıllardır Bakanlık olarak verdiğimiz ihracat eğitimlerini daha kurumsal, daha etkin bir şekilde yürütmek amacıyla İhracat Akademisi’ni hayata geçirdik. Akademinin kuruluşunun ardından geçen yaklaşık bir yıllık süreçte çok hızlı ve sağlam adımlarla ilerledik. 2024’te Yükseköğretim Kurulu ile imzaladığımız protokolün arkasından Türkiye’nin en önemli merkezlerinde hızla eğitimlere başladık. Ankara ve İstanbul’dan başlayıp Konya, Kayseri, Kocaeli, Gaziantep ve Bursa’ya uzandık. Geçtiğimiz bir yılda ihracatımızın omurgasını oluşturan şehirlerde yürüttüğümüz İhracat Akademisi programlarıyla 652 mezuna şimdiden ulaştık. İhracat ailemizin kurumsal kapasitesine böylece çok ciddi katkılar sağladık.”
Ağar, İstanbul’da ise bugüne kadar üç ihracat uzmanlığı ve bir Turquality uzmanlığı eğitimini başarıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.
İstanbul’un ekonomideki ölçeği ve potansiyeli dikkate alındığında bu çalışmaların henüz başlangıç niteliğinde olduğunu dile getiren Ağar, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Üniversitelerimizin İhracat Akademisi programlarımıza gösterdiği yoğun ilgi, çalışmalarımızın doğru yönde ilerlediğinin en önemli göstergelerinden biri olarak bizleri çok mutlu ediyor. Kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra İhracat Akademisi’nin yalnızca bir eğitim kurumu değil, Türkiye’nin küresel ticaret kapasitesini yeniden yapılandıran bir insan kaynağı yatırımına dönüştüğünü mutlulukla görüyoruz. Bu nedenle sadece akademi dünyasıyla değil, teoriyi pratikle birleştirme hedefiyle ticaret ekosisteminin öncü paydaşlarıyla işbirliğimizi daha da derinleştirmeye büyük önem veriyoruz. Bugün imzalayacağımız 12. protokolümüz ile bu çalışmalarımızı daha da ileriye taşıyacağız. 150 yıla dayanan geçmişiyle ülkemizin en köklü ve güçlü meslek kuruluşlarından biri olan İstanbul Ticaret Odası ve Odamızın kurumsal mirası ışığında kurulmuş olan İstanbul Ticaret Üniversitesi, İhracat Akademisi’nin yeni paydaşları olarak ihracat seferberliğinde bizlere çok büyük bir güç katacak.”
İTO Başkanı Avdagiç de ihracatı artıracak her türlü girişimin bugüne kadar yanında oldukları gibi bundan sonra da İTO ve İstanbul Ticaret Üniversitesi olarak yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.

Avdagiç, bunun kendileri için aslında tarihi bir sorumluluk ve aynı zamanda görev olduğunu kaydederek, “Türkiye’nin dış ticaret açığını mutlaka en kısa zamanda kapatması, hatta dış ticaret fazlası oluşturacak bir ekonomiye dönüşmesi zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın da bize verdiği bir görev. Dolayısıyla biz de buna ulaşmak için canla başla bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz. Burada bu konuda eğitim almak isteyen hem kendi öğrencilerimize hem de iş dünyasından gelecek tüm taleplere karşılık vermeye çalışacağız. Hızlı bir duyuru sürecinden sonra gelecek insanları kendi aralarında kategorize ederek buradan onların gerekli eğitimleri öngörülen zamanda, nitelikte ve içerikte almasını sağlayacak şekilde bir gündemle karşılarında olacağız.” şeklinde konuştu.
Burada en önemli hedeflerinden birinin de Türkiye’de 3 milyon, sadece İstanbul’da 700 binli sayılara ulaşan bir gençlik kitlesi olduğunu aktaran Avdagiç, “Ne eğitimde ne işte ne yetiştirmede olan bir gençlik kitlemiz var. Onların içinden en azından bir kısmını cezbettirip buraya getirebilirsek, onlara bir heyecan verebilirsek, yeni metodolojilerle, yeni teknolojileri de kullanarak ihracat sürecinin içinde olma konusunda onları motive edebilirsek bence ikili bir kazanç da sağlamış olacağız. Dolayısıyla bütün bu gençlerimizin de içinde, içlerinde bir girişimcilik ruhu olduğuna eminiz. İşte biz burada bu sürekli eğitim merkezimizle beraber bu girişimcilik ruhunu ortaya çıkarmaya ve bunu aktif hale getirmeye çalışacağız.” açıklamasında bulundu.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Kuralay da böylesine önemli bir projenin bir parçası olmaktan büyük bir mutluluk duyduklarını ifade etti.

Kuralay, bu projenin kendileri için önemine değinerek, “Proje, isminde ‘ticaret’ olan üç tane farklı görev icra eden kurumun beraberliğiyle yapılıyor. Ticaret Bakanlığı devleti, İstanbul Ticaret Odası iş dünyasını, İstanbul Ticaret Üniversitesi de akademiyi temsil ediyor. Bu üçlünün, üç isminin bir araya gelmesinden daha farklı sinerjiler, daha farklı büyük birliktelikler ortaya çıkacağına inanıyorum. Böyle bir projenin parçası olmak gerçekten bizi çok mutlu etti.” diye konuştu.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şimşek de üniversite, İTO ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanacak bu protokolün üniversitenin bilgi üretmenin ötesinde bu bilgiyi toplumun ve iş dünyasının hizmetine sunma sorumluluğunun güçlü bir ifadesi olduğunu vurguladı.

Şimşek, “Üniversitemiz, stratejik plan ve hedefleri doğrultusunda sektörle bütünleşen, uygulama temelli ve istihdam odaklı eğitim modellerini merkeze almaktadır. İş dünyasının üniversitesi anlayışıyla şekillenen bu yaklaşım, akademik bilgi ile reel sektör arasındaki bağı güçlendirmeyi temel bir sorumluluk olarak görmektedir. Bu çerçevede geliştirilen her işbirliği yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, geleceğin ekonomik ve toplumsal dönüşümüne de cevap verme hedefi taşımaktadır. İhracat Akademisi ile kurulan bu yapı söz konusu yaklaşımın önemli bir parçasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından söz konusu protokol, İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Musa Demir tarafından imzalandı.