

Milattan önce 1’inci yüzyılda kurulan ve milattan sonra 8’inci yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanılan, ilçenin 3 kilometre batısında yer alan antik kentteki kazı çalışmaları, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş başkanlığında yürütülüyor.
İncil’de adı geçen nehirler Geon, Phison, Tigris ve Euphrates’in sembollerinin yer aldığı, at, fil, panter, geyik ve grifon (sanat tarihinde görülen karışık bir hayvana verilen isim) gibi birçok hayvanın tasvir edildiği kiliselerin tabanındaki mozaiklerle ünlenen antik kent, bundan dolayı “Karadeniz’in Zeugması” olarak adlandırılıyor.

Antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş (duvar içinde oyuk), sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült (dini) alanları gibi yapılar bulundu.

Hadrianopolis’te yer alan Dört Nehir Kilisesi’nin 50 metre kadar güneyinde yapılan kazılarda bulunan kare planlı yapıda, satır ve ok ucu, 1600 yıllık kantar ağırlığı, ölülere ait kişisel eşyalar, 1800 yıllık adak levhası ile Roma askerine ait yine 1800 yıllık demir maske, Asklepios varlığına işaret eden yazıt ve son olarak 5 bin 500 yıllık kaya yerleşkesi gün yüzüne çıkartıldı.

Karabük Valiliğince ören yerine dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunulan antik kentten elde edilen bulgulardan taşınabilir olanlar, çevre illerdeki müzelere götürülüyor, taşınmazlar ise bulundukları yerde korunuyor.
Doç. Dr. Çelikbaş, AA muhabirine, öğrenci, teknik ekip, akademisyenler ve alanında uzmanların yer aldığı 50 kişilik ekiple kazı çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Her geçen gün farklı bir bulguya rastladıklarını, bunların da bölge tarihine ışık tuttuğunu anlatan Çelikbaş, “Hadrianopolis’in geleceği çok parlak. Bölgenin önemli bir antik kenti olması, bölge tarihinin aydınlatılmasına katkı sunuyor.” diye konuştu.
Kaynak: AA