Zeytin Yaprağı Diyabetik Böbrek Hasarını Önlemede Test Ediliyor

Karabük Üniversitesi, TÜBİTAK destekli projesiyle zeytin yaprasındaki güçlü antioksidan hidroksitirozolün diyabete bağlı böbrek hasarını önleyici etkilerini dünyada ilk kez test edecek.

Karabük Üniversitesi öğretim üyeleri, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı tarafından desteklenen bir proje kapsamında diyabetik nefropatiye karşı hidroksitirozolün koruyucu etkilerini araştırıyor. Proje, zeytin yaprağındaki bu bileşiğin diyabete bağlı böbrek hasarını önlemede nasıl rol oynadığını ortaya koymayı amaçlıyor.

Projeyi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Dr. Öğr. Üyesi Derya Çınar yürütürken, araştırmacılığını Prof. Dr. Eyüp Altınöz, Dr. Öğr. Üyesi Feyza Başak ve Dr. Öğr. Üyesi Tansu Kuşat üstleniyor. Literatürde benzeri bulunmayan bu çalışma, diyabet kaynaklı böbrek hasarına karşı yeni bir koruyucu maddenin varlığını test edecek.

Dr. Çınar, çalışmayla ilgili olarak, “Amacımız tedaviye yardımcı yeni bir koruyucu madde bulmak. Sıçanları deneysel olarak diyabetik hale getirip böbrek dokularında hidroksitirozolün etkilerini inceleyeceğiz. Araştırmamız kendi alanında bir ilk.” dedi.

Projede görev alan Prof. Dr. Eyüp Altınöz, diyabetin özellikle ilerleyen yaşlarda yaygınlaştığını ve pineal bezin küçülmesi nedeniyle koruyucu etkilerin azaldığını belirtti. Altınöz, “İlk kez zeytin yaprağındaki hidroksitirozolü deney hayvanlarında deneyeceğiz. Böbrekler üzerinde koruyucu etkisi olup olmadığını ortaya koymayı hedefliyoruz. Etkisi kanıtlanırsa, hidroksitirozol melatonin ve diğer antioksidanlar gibi eczane raflarında yer alabilir.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Altınöz, çalışmanın mevcut tedavilerin yerine geçmeyeceğini, destekleyici bir yöntem olarak değerlendirileceğini vurgulayarak, “Diyabet hastalarına mevcut tedavileri bırakıp sadece bunu kullanmalarını önermiyoruz. Buradaki amaç, böbrek hasarının ilerlemesini durdurabilecek destekleyici bir tedavi sunmak.” dedi.

Biyokimyasal analizler Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Araştırma Laboratuvarı’nda, histopatolojik analizler ise Histoloji Araştırma Laboratuvarı’nda yapılacak. Projenin sonuçlarının uluslararası akademik dergilerde yayımlanarak bilim dünyasına katkı sağlaması ve uzun vadede yeni alternatif tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine öncülük etmesi bekleniyor.