
Yıldırım, özellikle son dönemde art arda gelen denetimler, yüksek kiralar, öğrenci azalması ve Karabük Üniversitesi ile ilgili olumsuz haberlerin, hem ticareti hem de kent ekonomisini tehdit ettiğini vurguladı.
Yıldırım, “Bir yandan sigara, vergi, SGK, sağlık, tarım ve trafik denetimleri, diğer yandan fahiş kira artışları esnafımızı zorluyor. Öğrenci sayısındaki düşüş, ikinci öğretimin kaldırılması ve Karabük Üniversitesi ile ilgili ulusalda çıkan olumsuz haberler, 100. Yıl’daki ticaretin kalbini durdurma noktasına getirdi. Üniversitemizin küçülmesi, Karabük’ün köyleşmesi demektir” dedi.
Karabük Üniversitesi’nin şehrin en önemli ekonomik dayanaklarından biri olduğunun altını çizen Yıldırım, “Kavgadan uzak, ortak akılla üniversitemizi büyütmek, başarı haberlerini ulusala taşımak hepimizin görevi. Unutulmamalıdır ki, yöneticiler değişir, tüccarlar değişir ama üniversite kalıcıdır. Büyürse Karabük de büyür” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, esnaf ve tüccarın devlete yük olmadığı gibi ciddi katkı sunduğunu belirterek şunları söyledi:
“Esnafımız işçi çalıştırıyor, vergi veriyor. Ancak sürekli polisiyeye varan tedbirlerle, ceza ve denetim baskısı altındalar. Bu motivasyonu azaltır, piyasayı küçültür. Enflasyonun ana sebebi yüksek faiz ve ulusal zincir mağazaların tekelleşmesidir. Küçük esnaf yok olursa ekonomi de yok olur.”
Fahiş fiyat iddialarına karşı çözüm önerisi sunan Yıldırım, “Her ürünün üzerinde sabit fiyat yazsın. Böylece zincir marketlerin stokçuluk ve fiyat oyunlarının önüne geçilir. Küçük esnafın ne fiyat belirleme ne de stok yapma gücü vardır. Ulusal mağazalar bunu kabul etmiyor çünkü en çok kazancı bu yöntemlerle sağlıyorlar” dedi.
Faiz yükünün esnafı iflasa sürüklediğini dile getiren Yıldırım, “Bugün çoğu esnaf ‘Her şeyi satarım, paramı faize yatırırım daha çok kazanırım’ diyor. Bu yaklaşımın yaygınlaşması ekonominin çöküşüdür. Faizler acilen düşürülmeli, yapılandırma fırsatları sunulmalı” şeklinde konuştu.
Karabük’te işsizlik kaynaklı göçün ciddi boyutlara ulaştığını belirten Yıldırım, “Yatırımcı çağırılmalı, yeni sanayi alanları açılmalı. Tekstilkent, mobilyacılar için sanayi sitesi kurulmalı. Şehir eşrafı belirlenmeli, ortak akıl devreye girmeli” dedi.
Bankaların esnafı yalnız bıraktığını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
“Bankalar zor günlerde hep uzak durdu. POS komisyonları, kredi faizleri, gecikme cezaları esnafın belini büküyor. Esnafımıza çağrımdır; bankaları boykot edelim, tek POS cihazı kullanalım, banka hareketlerimizi azaltalım, müşterilerimize indirim yaparak nakit alışverişi teşvik edelim.”
Vergi, SGK ve Bağ-Kur borçlarının faiz ve cezalarıyla birlikte esnafı çıkmaza soktuğunu dile getiren Yıldırım, “Esnafın borcunu ödeyebilmesi için yapılandırmalar bir an önce çıkmalı. Ödenmiş borçlara rağmen sicili bozuk olan esnafların kayıtları silinmeli” çağrısında bulundu.
Toplumsal kutuplaşmaya da dikkat çeken Yıldırım, “En küçük olayda bölünüyoruz. Kimsenin kimseye tahammülü kalmamış durumda. Ortak değerlerde buluşup birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var” değerlendirmesinde bulundu.