
Safranbolu – Safranbolu Belediyesi ev sahipliğinde, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Karabük Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Kaşık 2025 Sempozyumu”, kültürel mirasa ışık tutarken, el emeği ve sabrın gücünü gözler önüne seren özel bir sergiye ev sahipliği yaptı. Sempozyumun en dikkat çeken bölümlerinden biri olan İbrahim Ethem Kandemir’in “Biçimin Eli – Bir Emek Sergisi”, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.
Hem sanat tarihçisi hem de kaşık kültürü temsilcisi olan İbrahim Ethem Kandemir, sergideki eserleriyle ahşap oymacılığının inceliklerini anlattı. Amasya’dan Ankara’ya uzanan yolculuğunu Kaşık Sempozyumu için Safranbolu’ya taşıyan Kandemir, bu kadim sanatı yaşatma misyonunu vurguladı.
Kandemir, sanatını şu sözlerle ifade etti:
“Ahşap oymak, Ahmet Yesevi’den beridir süre gelen bir belleğin, bir kültürün bir mirasçısı olarak bizlere nasip oldu. Biz de bunu elimizden geldiğince sürdürmeye çalışıyoruz. Çeşitli desenler, motifler ve renklerle bu kültürü geleceğe taşımaya çalışıyoruz.”
Sanatçının eserlerini benzersiz kılan en önemli detay ise üretim süreci. Modern teknolojiden uzak durmayı tercih eden Kandemir, her kaşığın bir emek ve sabır hikayesi olduğunu belirtti.
Kandemir, el sanatına olan bağlılığını şöyle açıkladı:
“Ortalama bir kaşığı yapmak bir tam günümüzü alıyor. Çünkü ben makine kullanmıyorum. Hepsi el aletleriyle şekilleniyor ve günlerce, saatlerce uğraşarak bir kaşığı son haline getiriyoruz. Beğenmediğimiz bir şeyi de üretmemeye çalışıyoruz.”
Kaşık yapma serüveninin nasıl başladığına dair anlattığı hikaye ise dikkat çekti. Sanatçı, bu yolculuğa bir kampta duyulan basit bir ihtiyaçla çıktığını aktardı: “Bu işe ilk olarak bir kampta bir kaşığa ihtiyaç duyduk. ‘Kaşık yapmak ne kadar zor olabilir ki?’ diye yola çıktık. O gün bugündür kaşık yapmak bizi bırakmıyor, biz de onu bırakmıyoruz.“
Sempozyum boyunca sergilenen “Biçimin Eli – Bir Emek Sergisi”, ahşap kaşığın yalnızca bir araç değil, aynı zamanda derin bir kültürel mirasın ve sanatsal bir ifadenin taşıyıcısı olabileceğini bir kez daha kanıtladı.