Safranbolu’da “Filistin’den Doğu Türkistan’a Özgürlük Yürüyüşü” Düzenlendi

Safranbolu Sivil İnisiyatif Grubu tarafından Safranbolu’da organize edilen “Filistin’den Doğu Türkistan’a Özgürlük Yürüyüşü” ile, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı politikalarına dikkat çekildi.

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde Safranbolu Sivil İnisiyatif Grubu öncülüğünde, “Filistin’den Doğu Türkistan’a Özgürlük Yürüyüşü” düzenlendi. Leyla Dizdar Kültür Merkezi önünde toplanan katılımcılar, ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarıyla Misak-ı Milli Meydanı’na kadar yürüdü.

Yürüyüş boyunca sık sık tekbir getiren ve İsrail karşıtı sloganlar atan vatandaşlar, hem Gazze’deki sivil kayıplara hem de Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi.

“Mazlumun Yanında, Zalimlerin Karşısındayız”

Misak-ı Milli Meydanı’nda grup adına açıklama yapan Mutiye Bayhan, hem Gazze’deki vahşeti hem de Doğu Türkistan’daki sessiz çığlığı gündeme taşıdı. Bayhan konuşmasında, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 20 bini çocuk olmak üzere 50 binden fazla sivilin katledildiğini belirterek, bu tablonun tarihte benzeri görülmemiş bir insanlık dramı olduğunu ifade etti.

Bayhan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Gazze’yi ve Doğu Türkistan’ı unutmadığımızı göstermek, mazlumun yanında, zalimin karşısında safımızı belli etmek için buradayız. İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımı ve Çin’in Doğu Türkistan’da yürüttüğü sistematik zulmü dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor. Ancak insanlar hâlâ bir film izler gibi bu zulme sessiz kalıyor.”

“Zalime Duyulan Kararlı Öfke Olmalı”

Sivil inisiyatif olarak sadece dua etmekle yetinilmemesi gerektiğini vurgulayan Bayhan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Allah’tan yardım beklerken, bir yandan da Çin mallarını, İsrail’in ve iş birlikçilerinin ürünlerini alarak bu zulmü destekliyoruz. Oysa bize düşen, zalime duyulacak soylu ve kararlı bir öfkedir. Bu çağın Firavunlarına karşı Musa gibi dik durmalıyız.

Boykot sadece ekonomik değil, ahlaki bir duruştur. Almazsak satamazlar, satamazlarsa güçten düşerler. Bu duruş için belirli bir dine ya da ırka ait olmanız gerekmez, bozulmamış bir fıtrat yeterlidir. Bir çiçekle bahar gelmez belki, ama her bahar bir çiçekle başlar. O çiçek biz olmalıyız.

Biz, gücümüz yettiğince sesimizi duyurmaya, mücadeleye devam edeceğiz. Mazlumun yanındayız, zalim gidene kadar burada kalmaya söz verdik.”

Yapılan basın açıklamanın ardından tekbirlerle son buldu.