
26. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali, bu yıl sinemaseverleri ve ünlü isimleri Safranbolu’da bir araya getirdi. Festivalin en dikkat çeken konuklarından biri ise Türk televizyon tarihinin en unutulmaz karakterlerinden biri olan Kurtlar Vadisi dizisindeki “Doğu Eşrefoğlu” karakteriyle hafızalara kazınan usta oyuncu Altan Akışık oldu. Festival kapsamında Safranbolu’ya gelen Akışık, Safranbolu Birlik Haber sahiplerinden Samet Oğuzhan Doğan ile Bağlar Saray Otel’de keyifli bir röportaj gerçekleştirdi.
Usta oyuncu Altan Akışık’ın bu samimi sohbeti, sinema ve belgesel dünyasına olan bakış açısını bir kez daha gözler önüne serdi. Akışık, Safranbolu’da geçirdiği bu anlamlı günlerin ardından, festivale dair olumlu düşüncelerini paylaşarak katılımından dolayı büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti.

Röportajda belgeseller konusunda samimi düşüncelerini paylaşan Usta Oyuncu Altan Akışık, Türk toplumunda belgeseli yapılacak pek çok değerin olduğuna ve biyografik belgesellerin önplana çıkması gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasında, “Belgesel için benim bazı fikirlerim var. Bu kurmaca belgeseli, insanların kendi kendine yazdığı, çizdiği veya çok küçük konuları alıp da onu belgesel yapmalarına ben düşünce olarak biraz muhalefet ediyorum. Çünkü bizim ülkemizde belgeseli yapılacak olan veya biyografik belgesel diyelim buna. Kahramanlarımız var, roman yazarlarımız var, şairlerimiz var, ressamlarımız var. Neler var, neler. Önce bir düzen içerisinde bunların belgeselleri yapılsa. Çok önemli insanlar var. Mezarları nerede olduğu belli olmayan insanlar var. Büyük değerler var. Türk toplumu içerisinden bahsediyorum. Burada acaba diyorum konuları da böyle bir çerçeve içerisine koyup da bir dahaki son belgesel gösterilerinde buraya girecek olan çalışmaları, filmleri çekecek olan çalışmalarını böyle bir standart içerisine alıp da bunu birkaç sene devam edip bizim bu yaralı diye söyleyebileceğimiz insanlarımızı kamuoyunun önüne tekrar getirsek daha güzel olmaz mı? Yoksa yapılan işleri kutluyorum. Hepsinin emeği var. Hepsi de başarılı. Ama bence bizim bestekarlarımızdan çok önemli bestekarlarımızdan belgesel bekliyorum. Çok önemli ressamlarımızdan, kahramanlarımızdan, onların çocuklarından, o kahramanların ailelerine intikalinden, o madalyalar nasıl gelmiş? O serüvenleri anlatan belgeseller bence çok daha yakışır diye düşünüyorum.” dedi.
Yeni nesil ile geçmişi tanıştırmakda biyografik belgesellerin önemli olduğunu belirten Usta Oyuncu Altan Akışık, konuşmasında eserleriyle geçmişi geleceğe bağlayan ve Türk sanat müziğinde kendine özgü bir form geliştiren bestekar ve hafız Sadettin Kaynak’a da değinerek, “Ben Saadettin Kaynak’ın senaryosunu yazdım. Kültür Bakanlığı desteğiyle film çekelim, hatta 4-5 sene oluyor. Kendim de hazırlandım. Saadettin Kaynak’a da fotoğraf olarak biraz benzerliğim de var. İyice benzetecektik. Hazırlandım, ettim. Fakat filme destek çıkmadı. Şimdi Saadettin Kaynak yüzyılın Türkiye için en büyük bestekarı. Hem hafız, hem alim, hem musiki dehası bir adam. Mezarı Merkez Efendi de bir duvarın dibinde duruyor. Bir örnek olarak anlatıyorum. Yakışıyor mu? Bu insanları belgesel olarak belki yapanlar var. Nebil Özgentürk yapıyor galiba bu tür şeyler ama yeterli değil.” dedi.

Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali gibi belgesel film festivallerinde tarihe yön veren değerlere de yer verilmesi gerektiğini belirten Usta Oyuncu Akışık, “Böyle belgesel yarışmalarına yüzlerce belgesel geliyor. Bir sezonda 100, 200, 300 tane insanın gelip de biyografik belgeseli olsa tadından yenmez. Hepsini öğrenmiş oluruz. İhtiyacımız var bizim. Orhan Veli bir belgeselde müthiş daha detaylı bir şekilde anlatılamaz mı? Orhan Veli’yi gençler bilmiyor. Ne olacak şimdi? Bunu isteyerek söylüyorum. Bir sanat adamı olarak benim bunları söylemekte bir menfaatim, bir şeyim yok. Başka türlü biz gelişemeyiz. Kendi kıymetlerimizi biz öne çıkarıp da kafamızın üstüne taşımadıkça olmaz bu iş. Kurguyla ya da işte böyle kendin yazarak çizerek yapılır o. Ama önce bunlar yapılsın.” dedi.