
Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi (KAPGEM) tarafından hazırlanan “Çin Bilim Politikası Raporu”, Safranbolu Kampüsü Taş Bina’da düzenlenen toplantıyla tanıtıldı. Çin’in bilim ve teknoloji alanında küresel bir güç hâline gelişini şekillendiren dokuz temel politika bileşeninin incelendiği rapor, Türkiye’nin bilim politikalarına da stratejik öneriler sunuyor.

Toplantının açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, KAPGEM’in Türkiye’de yeni kuşak politika üretim merkezlerinden biri olarak çalıştığını belirtti. Bilimin toplumdaki merkezi rolüne dikkat çeken Kırışık, Çin’in gelişim sürecinin güçlü bir örnek sunduğunu vurguladı. Kırışık, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Çin bilime en büyük önceliği vermiş; bilim insanlarını desteklemiş, bilimi toplumun merkezine yerleştirmiştir. Bu yaklaşım, Çin’i çok fakir bir ülkeden küresel bir güce dönüştürmüştür. Biz de Türkiye olarak Türkiye Yüzyılı’nı bilimle başaracağız.”
Kırışık ayrıca, KAPGEM çatısı altında 28 politika masasının aktif biçimde çalıştığını, yaklaşık 140 akademisyen, bürokrat ve öğrencinin katkı sunduğu raporların ulusal ölçekte örnek niteliği taşıdığını ifade etti.
Raporun editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Fatih Kırışık, Çin’in bilimsel dönüşüm sürecinin Türkiye için önemli dersler barındırdığını belirterek, “Bu raporu ülkemize rehber niteliğinde bir kaynak olarak sunuyoruz” dedi.
Sunumu gerçekleştiren KAPGEM Çin Politikaları Masası Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sanem Yamak, Çin’in 1978’den itibaren başlattığı reformlarla bilimdeki yükselişinin sistematik bir zemine oturduğunu söyledi. Yamak’ın paylaştığı verilere göre Çin’in bilimsel çıktıları son 30 yılda katlanarak arttı:
Bu göstergeler, Çin’in hem nitelik hem nicelik yönünden büyük bir ivme kazandığını ortaya koyuyor.
“Bilim ve Teknolojinin Geliştirilmesi için Orta ve Uzun Vadeli Plan (2006–2020)” Çin’in dönüşümünün temel taşı oldu.
Bu çerçeve, ülkenin bilimsel önceliklerini netleştirdi ve kurumlar arası koordinasyonu güçlendirdi.
Çin, Ar-Ge harcamalarını 2005–2022 arasında 10 kat artırarak 3 trilyon yuanın üzerine çıkardı.
2024 verileri:
Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklar, hem özel sektörün hem kamu kurumlarının sürece aktif katılımını sağladı.
Çin üniversite altyapısını son yıllarda büyük ölçüde genişletti.
Üniversitelere proje kabulü, fon kullanımı ve akademik özgünlük konusunda daha fazla inisiyatif verildi.
Proje 211, Proje 985 ve Çifte Birinci Sınıf Planı gibi programlar sayesinde Çin üniversiteleri küresel sıralamalarda hızla yükseldi.
Shanghai Ranking’de ilk 100’deki Çin üniversitesi sayısı:
Bu artış, Çin’in yükseköğretimi stratejik bir kalkınma aracı olarak konumlandırdığını gösteriyor.
2018 sonrası yayın politikası kökten değişti:
Patent üretiminde ise rekor artış kaydedildi:
Çin’de bilgi transferinden elde edilen kazancın en az %50’si mucide veriliyor.
Teknoparklar, inovasyon merkezleri ve devlet teşvikleri, bilimsel çalışmaları ekonomik değere dönüştüren ekosistem oluşturuyor.
“Bin Yetenek Planı” ve benzeri programlarla Çin hem kendi bilim insanlarını geri çekmeyi hem de yabancı araştırmacıları ülkeye kazandırmayı başardı.
Bu süreçte yüksek maaşlar, altyapı yatırımları ve aile destekleri belirleyici oldu.
Çin, eğitim ve Ar-Ge alanında çok sayıda uluslararası ortaklık kurdu.
2023’te Çin kaynaklı uluslararası ortak yazarlı yayın sayısı: 168.887
2024 itibarıyla Eylül ayı Çin’de “Ulusal Bilim Popülerleştirme Ayı” olarak kutlanıyor.
Bu etkinliklerle bilimin toplumun her kesimine ulaşması hedefleniyor.
Rapor; Prof. Dr. Fatih Kırışık editörlüğünde, Dr. Öğr. Üyesi Sanem Yamak, Prof. Dr. Hüseyin Karamelikli, Prof. Dr. Hüseyin Gümüş, Prof. Dr. Mustafa Boz, Dr. Öğr. Üyesi Abu Saleh Mohammad Mahmudul Hasan, Öğr. Gör. Ayça Gülünay, Öğr. Gör. Serra Nur Yıldırım, Arş. Gör. Dr. Şükriye Tuğçe Renda ve lisansüstü öğrenci Özlem Üstün tarafından hazırlandı.
