
Geçtiğimiz haftalarda Karabük Üniversitesi tarafından Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen Sağlık Bilimleri Festivali (Sağlıkfest) kapsamında Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak tarafından katılımcılara “Evlilik Sorunları ve Aile İçi Dayanışma” konulu seminer gerçekleştirildi.
Gerçekleştirilen “Evlilik Sorunları ve Aile İçi Dayanışma” konulu seminerde Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, evliliğin huzurunu bozacak unsurlara dikkat çekti.
İlk olarak ilişkilerin evlilik çatısı altında yürütülmesinin daha doğru olduğunu söyleyen Prof. Dr. İsmail Ak, “Evlilik, önemli ve kutsal bir müessese. Bunun hem dini hem de kültürel boyutları var. Kendi değer yargılarımıza göre, evlilik dışı ilişkilerin çeşitli sıkıntılar yaratabileceği düşünülüyor. Her türlü kadın-erkek ilişkisi, evlilik çatısı altında olmalı ve taraflar arasında güçlü bağlar geliştirilmelidir. Ayrıca evlilikte nikâh, bir koşul olarak kabul edilir. Fakat sadece iki şahit ile gizlice yapılan nikâh yerine, ilan edilmiş ve akrabaların, çevrenin haberdar olduğu bir birlikteliğin daha sağlıklı olacağına inanıyoruz.” dedi.
“Evlilikte mahremiyet önemli bir yer tutar”
Aynı evde yaşamanın olumlu ve olumsuz sonuçları hakkında bilgiler veren Prof. Dr. İsmail Ak, “Evlilikle birlikte iki kişi aynı çatı altında yaşama sürecine giriyor. Bireylerin karakterleri evlilik süresince tam anlamıyla ortaya çıkar. Evlilikte karşılıklı anlayış, paylaşımlar ve mahremiyet önemli bir yer tutar. Her ne kadar iki insan tek başlarına uyumlu görünse de, birlikte yaşamak beklenmedik zorluklar doğurabilir. Bu nedenle evlilik bazen mutluluk, bazen ise sorunlar getiren bir süreç olabilir.” ifadelerini kullandı.
Kayınvalidelerin Tutumu Evliliğin Huzurunu Bozabiliyor
Prof. Dr. İsmail Ak, günümüzde özellikle geleneksel kültür yapısı gereği iki ailenin bir araya geldiğinde oluşan farklılıkların çocuklarının evliliklerine yansıdığını söyledi.
Kayınvalidelerin tutumunun bireylerin kendi ayakları üzerinde durmalarını zorlaştırdığını belirten Ak, “Evlilikte en yaygın görülen sorunlar arasında aile ve çevre faktörlerinin etkisi öne çıkıyor. Aslında, evlilik iki kişi arasında olsa da bizim kültürümüzde genellikle iki aile bir araya gelir. Ailelerin evlilik içinde fazlasıyla etkili olması, özellikle kayınvalidelerin yoğun müdahaleleri evliliklerde sıkıntı yaratabiliyor. Üniversite mezunu, eğitimli aile büyükleri dahi çocuklarının hayatına müdahale edebiliyor. Örneğin, kayınvalide oğlunun eşine karşı olan tutumuna karışarak onların özel ilişkilerine dahi yorum yapabiliyor, bu da evliliğin huzurunu bozabiliyor. Bizim kültürümüzde çekirdek aile kavramı tam olarak yerleşmiş değil. Öyle ki, kendi başlarına mutlu ve başarılı olan bireyler dahi ailelerinin yoğun etkisi altına giriyor. Ebeveynlerin, yetişkin çocuklarının hayatlarına yön verme çabaları, bireylerin kendi ayakları üzerinde durmalarını zorlaştırıyor.” şeklinde konuştu.
“Annenin Sevgisi Ayrı, Eşin Sevgisi Ayrı”
Kayınvalidelerin evlatlarını paylaşma konusunda bencil olduklarını söyleyen Prof. Dr. İsmail Ak, “Anneler bazen geliniyle rekabete girer. Yani oğluna benimi çok seviyorsun karını mı? Sen annesin, sevgin ayrı o hanım sevgi ayrı. Sen onu doğurmuşsun. Sen onun yaptığı işi yapamazsın. Aynı değilsiniz ki ama sanki aynı kulvarda, kıskanıyor. Olur, mu böyle şey? Ama bu işte kendiyle barışık olmayan kişi, herkesle kavga eder. Aslında kavga kendisiyledir ama herkesle kavga eder. Tam da burada da en rahat kavga edeceği kişi gelinidir. Çünkü oğlu var. Oğlu da annesinden vazgeçemez. Bazen kız anneleri de benzer tavır sergileyebiliyor.” dedi.