Yangınlar, çevre kirliliği, tahribatlar… Suçlu hep devlet mi?
Son zamanlarda ülkenin dört bir yanında çıkan orman yangınları, çevre kirliliği, doğaya verilen zararlar gündemde. Sosyal medyada gördüğümüz her karede bir sitem, her paylaşımda bir şikâyet, “Devlet neredeydi?”, “Niye önlenmedi?”, “Neden müdahale edilmedi?”. Peki, biraz olsun kendimize soruyor muyuz, Biz neredeydik?, Ne yaptık?.
Evet, devletin görevi büyük. Elbette ki müdahale edecek, zarar gören vatandaşının yanında olacak, önleyici tedbirler alacak. Ama bu, her şeyi sadece devletten bekleyip, üzerimize düşen sorumluluklarımızı yapmayacağımız anlamına gelmez. Çıkan birçok yangının sebebi bir cam şişe, söndürülmemiş bir mangal ateşi, yol kenarına atılmış sigara izmariti değil mi? Bu kadar basit ihmallerin faturası binlerce hektar ormana, milyonlarca canlının yaşamına mal olmuyor mu?
Doğaya atılan her plastik, yakılan her kontrolsüz ateş, bırakılan her çöp bir ihmal zincirinin halkası. Ve bu zincirin her halkasında da biz varız. Şimdi herkes kendi kapısının önünü süpürmeden dönüp şunu soruyor, Devlet neden temizlemiyor? Devlet neden İlgilenmiyor?, Devlet neden bakmıyor?.
Devlet, üzerimize düşen yağmuru bir nebze engeller ama hepimizi aynı anda koruyamaz. Her sokağın başına bir zabıta, her ormanın girişine bir nöbetçi dikemez. İşte tam da bu yüzden devletin gücü, vatandaşının bilinçli duruşuyla tamamlanır.
Devletin görevi kadar bizim görevimiz de açık, Ormana gittiğimizde ardımızda çöp bırakmamak, Piknik ateşini dikkatle yakmak ya da hiç yakmamak, Doğaya zarar verecek davranışlardan uzak durmak, Çevresini kirleten birini uyarmak, Şikayet etmeyi değil, çözüm üretmeyi seçmek…
Unutmayalım, vatandaşın sorumsuzluğu üzerine kurulmuş bir devlet düzeni sürdürülebilir değildir. Devletin gücü sadece kanunla değil, halkın bilinç seviyesiyle ölçülür.
Yangınların, çevre kirliliğinin, doğa tahribatının bir kısmı devletin müdahale eksikliğiyle açıklanabilir belki. Ama büyük kısmı bizim ilgisizliğimizin, vurdumduymazlığımızın bir sonucudur. Her şeyi devletten beklemek kolay, ama unutmamak gerekir ki, bu ülke bizim, HEPİMİZİN!
Haksızsam söyleyin
Haklısın kardeşim…