Değirmenci, “Ülkemizi yüceltmenin, yükseltmenin yolu bizim alın terimizin akışında gizlidir”

Değirmenci, “Ülkemizi yüceltmenin, yükseltmenin yolu bizim alın terimizin akışında gizlidir”
Yayınlama: 24.09.2025
A+
A-

Emekçi ve emeklinin sıkıntılarından söz eden Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci pek çok konuya değindiği konuşmasında, Dünya’nın adeta bir yangın yerine döndüğünü ve pek çok mazlumun ahının alındığını, ülke olarak sıkıntıların içerisinde olunduğunu ve Türkiye’nin yükselişinin önündeki fitneye asla geçit verilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Özçelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanlığı 10. Olağan Genel Kurulu’na katılmak için Karabük’e gelen Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, 100. Yıl Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen genel kurulda yaptığı konuşmada pek çok konuya değindi.

“Burası bizim kök saldığımız kalemizdir”

Konuşmasına İncitme Gönül şiiriyle başlayan Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, Karabük’ten ve Karabük’teki emeğin aslanlarından övgülerle bahsettiği konuşmasında, “Ha 38 ha 78 diyerek şahsımı evimde hissettiriyorsunuz. Burası benim evim, burası bizim yuvamızdır. Burası bizim kök saldığımız kalemizdir. Aksini iddia eden varsa o da bizden değildir. Bizim yol ve dava arkadaşlarımız, ebedi dostlarımız ve kardeşlerimizsiniz. Varlığınızla bizlere güç veriyorsunuz. Fedakarlıklarınızla sendikamızın ve bu şehrin yarınlarının garantisi oluyorsunuz. Samimiyetinizle gönlümüze ferahlık veriyorsunuz. Birlik ve beraberliğinizle yüreğimize, gönlümüze dokunuyorsunuz. Emek ve alım terinizde gıpta edilen bir şehir ve ülke inşa ediyorsunuz. Gücünüzle çifte su verilmiş çelik misali gücümüze güç katıyorsunuz. Özçelik-İş’in bu topraklarda doğup büyümesine vesile olan emek ve alın teriyle bu şehrin ve ülkemizin garantisi olan demire çeliğe şekil veren siz değerli kardeşlerimle bugün burada birlikte şubemizin kongresini yapıyor olmaktan büyük mutluluk ve huzur duyuyorum. Özçelik-İş’in garantisi, güvencesi, kalesi olan varlığıyla sendikamızın dününde de bugününde de önemli yer tutan ve yarınlarında da güçlü bir şekilde yer tutacak olan Karabük şubemizin genel kurulunun üyelerimize, işçerlerimize ve sendikamıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Verdiği talimatla KARDEMİR’in kurulmasına öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatanımız ve milletimiz için şehit düşen tüm kahramanlarımızı rahmetle minnetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum. Hak-İş ve Özçelik-İş’in haklı emek mücadelesine katkı veren sendikamızın manevi lideri Metin Türker Ağabey başta olmak üzere ahirete intikal etmiş olanlara, alın teri akıtırken can veren emekçi kardeşlerime de Allah’tan rahmet diliyorum. Son 4 yıldır üyelerimizle bütünleşerek şubemizin bir gücüne güç katan, herkesin kavga ve kargaşa beklediği bir ortamda genel başkan yardımcım kardeşim Mustafa Kılıç’la birlikte el ele omuz omuza politikalarımıza sahip çıkan, bugünkü kardeşlik ortamına katkı sunan şube başkanım Kemal Yılmaz ve ekibi başta olmak üzere Karabük teşkilatına verdikleri emekler için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi.

“Bugün bu kürsünün hakkını vermem gerekiyor.” diyerek pek çok konuya değinen Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci,Filistinli, Gazzeli mazlumların, masum çocukların acılarını anlatmazsam Allah bunun hesabını benden sorar. Bu milletin kucaklaşmasına vesile olacak sözleri söylemezsem yine Allah bunun hesabını benden sorar. Göz bebeğimiz, sendikamızı yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, sendikal anlayışımızı anlatmazsam bunun hesabını da siz ve diğer yol ve dava arkadaşlarım benden sorar. Bu yüzden genel kurulumuz vesilesiyle dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri kısaca değerlendirmek istiyorum. Emekçiler adına hayallerimizi, hedeflerimizi, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatarak şube kongremizi bir dertleşme, değerlendirme, tazelenme vesilesi yapmak istiyorum.” dedi.

“Zaman haklı olanın sırf güçlü diye haksıza boyun büktüğü bir zamandır”

Çok zor zamanlardan geçildiğini ifade eden Değirmenci, “İnsanlık olarak kalmak üzere olduğumuz bir sınav veriyoruz. İnsan olmak veya olmamak ikileminde debelenip duruyoruz. Zalimler karşısında dilsiz şeytan olmama noktasında kritik bir eşikten geçiyoruz. Güçlünün güçsüzü ezdiği, hırpaladığı, malını ve canına kastettiği acımasız bir döneme hep birlikte şahitlik ediyoruz. Zaman haklı olanın sırf güçlü diye haksıza boyun büktüğü bir zamandır. Zaman bebek cesetlerinin sahillere vurduğu, açlıktan öldüğü bir zamandır. Zaman insanlığın gözünün, hırsın, gücün, paranın bürüdüğü bir zamandır. Zaman ülkelerin menfaat ve çıkarları uğruna bebek ve kadın, yaşlı demeden kanların akıttığı bir zamandır. Savaşların, çatışmaların açlık ve yoksulluğun, ekonomik buhranların, kuraklık ve insani krizlerin ayyuka çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Hak ile batılın, mazlum ile zalimin savaşının şiddeti artmıştır. Bencillik almış başını gitmiştir. Dünyanın adını bugün zalimler yurdu olarak değiştirirsek abes olmayacak, sırıtmayacaktır.” dedi.

“Mazlumun ahı ve duası yeryüzünde taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmayacak”

“Gönül coğrafyamızdaki Müslüman beldeleri kan gölüne dönmüştür.” diyen Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Bugün itibariyle Gazze’de son 1,5 yıl içerisinde 64 binden fazla Müslüman kardeşimiz terör devleti İsrail’in kanlı ellerinde can vermiştir. Dile söylemesi ne kadar kolay değil mi? Bakın 6 değil, 64 değil, 6 bin 400 değil. Tam tamına 64 binden fazla can, bebek, çocuk, anne, baba dünyanın gözü önünde bombalar altında can vermiştir. Sadece bombalarla değil, susuzluk, açlıkla ölüme terk edilmiş milyonlar vardır. Anne sütüne bile hasret kalan bebekler bombaların aydınlattığı enkaz yığınlarının arasında açlıkla ölüme terk edilmektedir. Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında Müslüman kanı coşkun ırmaklar olup akmaktadır. Mazlumların feryatları arşı alayı titretmektedir. Mazlumun muhtaç olduğu bir damla su, bir dilim ekmek bizlerin utanç vesilesi olmuştur. Dünyada ise Filistin’deki soykırıma, kör ve sağırlık devam etmektedir. Hani şair diyor ya, ‘Gazze’de rüzgar bile ağlar sessizce. Bir umut arar gözler sessizce. Yıkık duvarlarda yankı var hala. Adalet diye haykırır her nefese.’ Görünen o ki adalet çığlıklarının gölgesinde bile böyle giderse mazlumun ahı ve duası yeryüzünde taş üstünde taş baş üstünde baş bırakmayacak. Ama umudumuzu asla yitirmememiz gerekiyor. İnanıyorum ki, Allah vaadini yerine getirecek ve zalimlerin elbet bir gün sonu gelecektir. Şahlar elbet bir gün mat olacaktır. Mazlumun yüzü gülecek. Yüce Allah kan ve gözyaşıyla beslenen bu lanetli topluluğun hakkını, helakini en kısa zamanda bizlere gösterir inşallah. Hatta onların helakı için de aziz milletimizi ve devletimizi vesile eyler inşallah.” dedi.

“Ülkemizin yükselişinin önündeki fitneye asla geçit veremeyiz”

İnsani hasletlerin bir bir yok olup gittiği böylesi bir dünyada zamanın Türk Milleti olarak silkelenip kendimize gelme zamanı olduğunu dile getiren Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci,Hiç olmadığı kadar vatanımıza sahip çıkma, milletimizle kucaklaşma, mazluma yoldaş olma zamanıdır. Dünya yangın yeriyken ayrışmamız, bölünmemiz, kutuplaşmamız, ideolojik saplantıların peşine takılıp birbirimize düşmemiz mümkün değildir. Olanı biteni böylece izleyemeyiz. Sıranın bize gelmesini bekleyemeyiz. Ülkemizin yükselişinin önündeki fitneye asla geçit veremeyiz. Ülkemizin zenginleşmesi için daha çok çalışmalıyız. Yolsuzluğa, hırsızlığa geçip vermeden toplumsal barışı bir an evvel sağlamalıyız. Ülkemizin içine çekilmek istendiği kutluplaşma tuzağına asla düşmemeliyiz. Türkiye’nin daha da güçlenmesi için emekçiler olarak elimizi taşın altına koymaya devam etmeliyiz. Elbette Türkiye eski Türkiye değildir. Hiçbir ülke artık elimize vurup ekmeğimizi alamaz. Bugün artık savunma sanayiinde çağ atlayan bir Türkiye vardır. İHA ve SİHA’larla gökyüzüne hakim olan bir Türkiye vardır. Siz değerli kardeşlerimin emekleriyle metal sektöründe adeta yıldızı parlayan bir Türkiye vardır. Kendi arabasını, uçağını, helikopterini, gemisini, trenini yapan, balistik füzesini, yerli silahını büyük oranda kendi kendine yetecek kadar üreten bir Türkiye vardır. Kendi doğalgaz ve petrolünü çıkarmaya başlayan bir Türkiye vardır. Artık Terörsüz Türkiye hedefine hızlı koşan bir Türkiye vardır. 40 yıldır 50 binden fazla canımızı alan terörün kökünü kazıyan, teröre pes ettiren, diz çöktüren bir Türkiye vardır. Terörü kapı dışarı eden, mağdur ve mazlumun umut ışığı olan bir Türkiye vardır. Yangın yerine dönmüş bu dünya düzeninde kucaklaşmamız, birbirimizinle kenetlenmemiz zaruret haline gelmiştir.” dedi.

“İnanıyorum ki sizlerin gayretleriyle, aklıyla, bu ülkeye olan sevdanızla hak batılı yenecektir”

Emekçilerin bu konuda sorumluluğunun büyük olduğunu ifade eden Değirmenci, “Ülkemizi yüceltmenin, yükseltmenin yolu bizim alın terimizin akışında gizlidir. Ülkemizi hak ettiği yerlere taşımamız sizlerin emekleriyle olacaktır. Bizler Özçelik-İş sendikası olarak vatan ve millet aşkıyla yola revan olmuş gönül erleriyiz. Emekçilere hizmet etme hedefimizin altında yatan bir başka gerçek de ülkemizi hak ettiği yerlere taşıma hayalimizdir. Yüzyıllarca İslam’ın sancaktarlığını yapan, mazlumun sesi olan, mağdura kol kanat geren devletimizin ve milletimizin hak ettiği refaha, huzura, gelişmişlik seviyesine mutlaka ulaşacaktır. Ülkemiz güçlendikçe haksızlık yenilecektir. Ülkemiz güçlendikçe mazlumun umudu daha da yeşerecektir. Ülkemiz geliştikçe zalimler ecel terleri dökecektir. İnanıyorum ki bu da sizler gibi pırıl pırıl vatan evlatlarının elleriyle gerçekleşecektir. İnanıyorum ki sizlerin gayretleriyle, aklıyla, bu ülkeye olan sevdanızla hak batılı yenecektir. İnanıyorum ki başta Filistin olmak üzere tüm dünya mazlumların umudu, kurtarıcısı beklenen Türk olacaktır. İnanıyorum ki Türkiye’nin ikinci yüzyılın mimarı siz emekçi kardeşlerim olacaktır.” dedi.

“Üreterek kazandırıp kazanan emekçiler olarak Türkiye’yi hak ettiği yerlere taşıyacağız”

Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Dünyada ve ülkemizdeki gelişmeler ışığında Özçelik-İş ve Hak-İş olarak Türkiye’nin ikinci yüzyılında ülkemizin yükselişi için dün olduğu gibi bugün ve yarın da gövdemizi taşın altına koymaya devam edeceğiz. Üreterek kazandırıp kazanan emekçiler olarak Türkiye’yi hak ettiği yerlere taşıyacağız. Emekçiler olarak ülkemizin garantisi, milletimizin güvencesi olmayı sürdüreceğiz. Vatan sevgisini her şeyin üstünde tutarak ülkemize, vatanımıza, milletimize, bayrağımıza, dinimize, değerlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sağcı, solcu demeden, Türk, Kürt, Laz, Çerkez mi diye bakmadan, Sünni mi, Alevi mi diye sormadan Allah’ın izniyle bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Bu ülke hepimizindir. Bu ülkeye sahip çıkmak da hepimizin vatandaşlık görevidir.” dedi.

“Bugün emekçilerin derdi dağları açmıştır”

Ülkeye sahip çıkmanın herkesin vatandaşlık görevi olduğunu ama her şeye rağmen emeklilerin haklı talep ve beklentilerini haykırmanın da kendi görevleri olduğunu dile getiren Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, “Emeklilerin haklı talep ve beklentilerini haykırmak da bizim görevimizdir. Boynumuzun borcudur. Hiçbir şey fedakarca çalışan emekçinin ve menfaatlerini yüksek sesle dile getirmemizi engelleyemez. Bu ülkeye sahip çıkıyorsak bu ülke de bize sahip çıkmalıdır. Bu ülkenin fedakar emekçileri tıpkı polis ve asker gibi bu vatanın garantisi, yarınlarının güvencesidir. Bu ülkenin emekçisine sahip çıkmamak bu ülkenin varlığını hedef almaktan başka bir şey değildir. Bugün emekçilerin derdi dağları açmıştır. Bu derdi anlatacak bir lisan daha bulunamamıştır. Emekçinin derdini yaşamadan bilmek mümkün değildir. Çözülmeyi bekleyen sorunlarımız, karşılanmasını istediğimiz talep ve beklentilerimiz tabiri caizse çığ misali artarak devam etmektedir. Geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, enflasyon canavarı adeta el birliği yaparak emekçiyi nefessiz bırakmıştır. Emeklilerin maaşlarından kesilen vergiler, maaşlarımızı kuşa çevirmektedir. Yılbaşında aldığımız maaşla yıl sonunda aldığımız maaş arasındaki vergi yüzünden ortaya çıkan farklar, kayıp farklar yıllık bir maaşımızı cebimizden alıp götürmektedir. Bu duruma acilen çözüm üretilmelidir.” dedi.

“Faturalar, eğitim ve sağlık masrafları emeklilerin korkulu rüyası oldu”

Marketlerdeki, pazardaki fiyat artışlarının hızına yetişecek bir toplu sözleşme modelinin hala icat edilmediğini ifade eden Değirmenci, “Ev kiraları aldı başını gitti. Hayat pahalılığı geleceğe dair hayallerimizi suya düşürüyor. Ev, araba sahibi olmak hiç olmadığı kadar zorlaştı. Art arda açıklanan ÖTV zamları, vergi artışları, zam yağmurları emekçileri hayata küstürüyor. Faturalar, eğitim ve sağlık masrafları emeklilerin korkulu rüyası oldu. Bizim anlayışımızda doğru yapanını takdir etmek onun yanında durmak, ona sırtımızı yaslamak, sırtını yaslatmak, olduğu gibi eksiklerin tamamlanmasını talep etmek gibi bir anlayış da vardır. Toplu sözleşme masalarında kazandığımız ücret artışlarının bir market kasasına, bir benzin pompasına, bir kırsasiye malzemesine sözleşmeden 3 ay sonra yenik düştüğünü hep beraber görüyoruz. Enflasyon canavarı emeklinin gırtlağına çökmüştür. Geçinmek ve insanca yaşamak dert olmaktan çıkarılmalıdır. Başını sokacak bir ev almak, ayağını yerden kesecek bir araba sahibi olmak, orta bir lokantada ailesiyle yemek yemek emekliler için lüks olmaktan çıkarılmalı. Emeklilerin maaşları üzerindeki vergi en azından %10’a sabitlenmelidir. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi tüm temel ihtiyaçlar üzerindeki vergi yükleri kaldırılmalıdır. Fahiş fiyatlarla emekçilerin cebine göz dikerek hükümeti, devleti zora sokan hainlere, dolandırıcılara, ahlaksızlara caydırıcı ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Emekçilerin sabrı kalmamıştır. Tek istediğimiz geçim derdi olmadan insanca yaşamaktır. Diğer taraftan cüzdanıyla vicdanı arasında teddih yapmak zorunda olan işverenlerin maalesef bazılarının cüzdanının sesini dinlediğini görüyoruz. Tokun açın halinden anlamadığını biliyorduk da bu kadar olduğunu tahmin etmiyorduk. İşverenlere verilen teşviklere benzer emekçilere de sosyal yardımlar ve imkanlar sağlanmalıdır. İşte bu yüzden diyoruz ki demire şekil veren, çeliğe can suyu olan emekçiler olarak sadece hakkımızı ve iyi bir hayat istiyoruz.” dedi.

“Özçelik-İş’i Türkiye’nin çalışma hayatında sözüne kulak kabartılan sendikası haline getirdik”

Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci konuşmasında, “Bizler Özçelik-İş olarak 50 bine yakın üyemiz ve 1 milyonlardan fazla metal emekçisinin hak ve hukuku için bir mücadele veriyoruz. Ülkemizin kaderiyle aynı çizgide ilerleyen sendikamız da tıpkı Türkiye gibi bugün kendi mecrasında büyük hedeflere ilerlemektedir. Son 10 yıl içinde hayata geçirdiğimiz projelerle, attığımız imzalarla, yaptığımız faaliyetlerle, uyguladığımız ilklerle Özçelik-İş’i hayal ettiğimiz hedeflere doğru emin adımlarla götürüyoruz. Birçok ilki başarmış olmanın binlerce emekçi için projeleri hayata geçirmiş bir genel başkan olarak bugün karşınıza çıkmış olmanın haklı, huzurunu ve mutluluğunu yaşıyorum. O son 10 yıl içerisinde tüm engellemelere, iftira kampanyalarına, şeref, namus ve hasiyetimize saldırılara, algı operasyonlarıyla itibar suikastlarına maruz kalmamıza rağmen sosyal sendikacılık nasıl yapılırmış, cümle aleme gösterdik. Özçelik-İş’i Türkiye’nin çalışma hayatında sözüne kulak kabartılan sendikası haline getirdik. Kaos ve kargaşa ortamını elimizin tersiyle bir kenara ittik. Teşkilatımızın ve üyelerimizin huzurunu inşa etmek için sırf ayrışma olmasın diye yutkunmak ve dilimizi ısırmak da dahil ne gerekiyorsa yaptık. İşçi ve işvereni ortak paydada buluşturup hem üyelerimize hem de iş yerlerimize sahip çıktık. Bir zamanlar genel kurulunu imkansızlıktan öğretmenler evinde yapan Özçelik-İş’i dev eğitim programlarının adresi haline getirdik. Binlerce üyemize ve teşkilat mensubumuza eğitimler verdik. Üyelerimiz, sendikamızı ve bizleri yakından tanısın diye projelerimizin yoğunluğunu özellikle bu dönemde hiç olmadığı kadar arttırdık. Üye aidatlarını üyelerimize nasıl geri döndürürüz, her zaman bunun derdiyle hareket ettik. Binlerce üyemizi ve teşkilatımızı bir taraftan beş yıldızlı otellerde ağırlarken bir taraftan da eğitimler verir olmanın keyfini hep beraber yaşadık. Hastalık, afet gibi nedenlerle dara düşmüş üyelerimizin sosyal yardımlarla yanlarında olduk. Üyelerimizin üniversitede okuyan evlatlarına milyonlarca lira burslar verdik ve inşallah ekim ayında tekrar vermeye devam edeceğiz. Yılbaşı gibi özel günlerde üyelerimizi asla unutmadık. Her zaman sahanın sesini ve nefesini can kulağıyla dinledik. Sahadan hiç çıkmadık. Genel yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım, gerekse şube yöneticilerim, gerekse de şahsım üyelerimizi ziyaret ederek onlarla her zaman hasbihal ettik. Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Balkanlar’dan Afrika’ya kadar Özçelik-İş’in adını uluslararası sendikal camiaya duyurmayı başardık.” dedi.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.