
Safranbolu Belediyesi tarafından UNESCO süreci etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen programda, koleksiyoner Mustafa Gezici’nin “Türk Dilinin Sessiz Tanıkları: Türk Boy Damgaları” sergisi ile demir ustası Hüseyin Şahin Özdemir’in “Demirin İzinde” adlı sergisi sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergiler, Safranbolu’nun kültürel mirasına tarihsel ve sanatsal bir derinlik kazandırdı.

Koleksiyoner Mustafa Gezici, gazetecilere yaptığı açıklamada sergide yer alan Türk boy damgalarının yaklaşık 40 yıllık bir emeğin sonucu olduğunu vurguladı. Anadolu’da geçmişte hayvanlara vurulan bu damgaların, Türk tarihine ışık tuttuğunu ifade eden Gezici, “Bu hayvan damgaları tarihin sessiz tanıklarıdır. Köy köy, ilçe ilçe, il il gezerek topladım. Yaklaşık 90 tane damga biriktirdim.” dedi.

Damgaların bulunmasının her geçen yıl zorlaştığını belirten Mustafa Gezici, yılda ortalama yalnızca 3–4 damgaya ulaşabildiklerini ifade ederek, “Bunlar Türklerin Anadolu’ya 1071’den daha önce geldiğine dair belgedir. Kastamonu, Kayseri, Samsun, Yozgat, Erzurum, Elazığ ve Erzincan başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinden topladım. Ayrıca 3-4 tanesi de Moğolistan’dan geldi.” sözlerine yer verdi.
Damgaların kullanım biçimlerine de değinen Gezici, büyükbaş hayvanların butlarına, küçükbaş hayvanların ise kulaklarına vurulduğunu belirtti. Türklerin hayvanlara uygulanan kulak küpesinin ilk mucidi olduğunu vurgulayan Gezici, “Köy köy, boy boy, oba oba bu damgalarla ayrım yapılır. Hatta iki kardeş boyun bile damgaları farklıdır. Sergide bu uzun emeğin ürünü olan 39 damga yer alıyor.” ifadelerini kullandı.

Aynı merkezde açılan Hüseyin Şahin Özdemir’in “Demirin İzinde” sergisi ise geleneksel demir ustalığının izlerini yansıtarak, geçmişten bugüne uzanan zanaat kültürünü ziyaretçilerle buluşturdu.
Safranbolu Belediyesi’nin ev sahipliğinde açılan sergiler, hem 40 yıllık bir kültürel emeği hem de geleneksel sanatların sürekliliğini gözler önüne sererek ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü.