KALEMDEN DÖKÜLENLER

Yayınlama: 02.12.2022
A+
A-

Bugün Kalemden Dökülenler başlıklı köşe yazımla sizlerle beraberim…

Değerli okuyucularımız, hepinize hayırlı, mutlu, huzurlu günler diliyorum ancak bu yazımı okuduğunuz da ne kadar huzurlu ve mutlu olursunuz onu da sizlere bırakıyorum.

Kendi yoğunluğumdan dolayı yine yazılarıma ara vermek durumunda kaldım. Bir şeylere dikkat çekmek, Karabük ve ülke gündemini takip etmek epey meşakkatliyken bu durumların üstüne yazı kaleme almak da hiç kolay olmuyor. Önce gördüklerinizi ve bildiklerinizi sindirmeniz, doğrusunu yanlışını, olumlu yönünü, olumsuz yönünü görmeniz, bunları tespit etmeniz sonra da kendinizi hem zamansal hem de ruhsal hazır hissettiğinizde kalemi elinize almanız gerekiyor. Bahsettiğim bu süreç her ne kadar az kelimeyle ifade etsem de pek kolay olmuyor, üstelik zaman akarken bir de koltuğunun altına 2 değil 3-5 karpuz almışken.

En son ki yazımda T.C. Sayıştay Başkanlığının geçtiğimiz aylarda 2021 yılına ait gerçekleştirilen denetim raporlarını kurum kurum paylaştığını ve Paylaşılan ‘Sayıştay Denetim Raporları’nda Batı Karadeniz Kalkınma  Ajansı (BAKKA)’nın raporlarının da görüldüğünde bahsetmiştim. Bu yazımda yarım kalan BAKKA raporlarına size sunacağım ancak bu yazımda daha da dikkat çekmek istediğim, Karabük Üniversitesi’nde yaşanılanlar, gördüklerim ve duyduklarım olacak. Yabancı öğrenciler, akademik personel alımında çıkılan ilanlar, e-yoklama sistemi ve daha fazlasını yazımın devamında bulacaksınız.

Gelelim BAKKA’nın Sayıştay Raporuna

Söz konusu raporda 31.12.2021 tarihi itibariyle BAKKA’nın 1 genel sekreter, 20 uzman, 5 destek personeli, 14 sürekli işçi toplamda 40 personele sahip olduğu görülüyor.  Raporda personel ücret sistemiyle ilgili olarak ‘Ajansta çalışan personel açısından ücret sisteminde YPK ve KHK hükümlerine tabi olanlar ile sürekli işçi statüsüne geçirilen eski taşeron işçiler şeklinde üçlü bir ayrım bulunmaktadır. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlere ödenecek ücretler konusunda temel düzenlemeler 696 sayılı KHK’da yer almakta olup, bunların detayları Yüksek Hakem Kurulu kararı ile belirlenmiştir.’ İfadelerine yer verilmiştir.

2021 mali yılı bütçe giderleri tahmin ve gerçekleşme tablosuna göre BAKKA’nın personel gideri için ödenek tutarı 9 milyon 30 bin 445 TL, kullanılan ödenek tutarı ise 7 milyon 678 bin 336 TL, Sosyal Güvenlik Kurumlarına prim giderleri için ödenek tutarı 1 milyon 944 bin 350 TL, kullanılan ödenek tutarı ise 1 milyon 642 bin 558 TL, mal ve hizmet alımı giderleri için ödenek tutarı 4 milyon 12 bin 708 TL iken kullanılan ödenek tutarı ise 1 milyon 895 bin 138 TL, sermaye transferleri için ödenek tutarı 40 milyon 888 bin 864 TL iken kullanılan ödenek tutarının 29 milyon 438 bin 405 TL olduğu görülüyor.

Yedek ödenek kapsamında ayrılan ödenek tutarı 461 bin 415 TL’nin ise kullanılmadığı da söz konusu raporda görülüyor.

Raporda, ‘2021 yılında 56.337.783,90 TL bütçe gideri tahmin edilmiş olup, dönem sonu itibariyle bütçe gideri 40.654.438,48 TL olarak gerçekleşmiştir.’ İfadelerine yer verilmiş.

2021 Mali Yılı Bütçe Gelirleri Tahmin ve Gerçekleşme tablosuna göre BAKKA’ya merkezi bütçeden ayrılan paylar kapsamında tahmini 15 milyon TL belirlenirken gerçekleştirilen tahsilat 17 milyon 916 bin 786 TL, il özel idaresinden ayrılan paylar kapsamında tahmini ve tahsilat edilen tutar aynı olup 1 milyon 969 bin 579 TL olduğu görülüyor. Aynı tabloda belediyelerden ayrılan pay kapsamında tahmini tutarın 4 milyon 291 bin 387 TL, tahsilatın ise 3 milyon 918 bin 384 TL olduğu, sanayi ve ticaret odalarından aktarılan pay kapsamında tahmini 146 bin 642 TL, tahsilatın ise 323 bin 311 TL olduğu görülmektedir.

Bağış ve yardımlar kapsamında 6 milyon 374 bin 331 TL, alacaklardan tahsilat kapsamında 276 bin 187 TL, diğer gelirler kapsamında ise 559 bin 726 TL tahsilat yapıldığı aynı tabloda ifade ediliyor.

Ayrıca alacaklardan tahsilat için tahmini tutarın  500 bin TL olduğunu da belirtmekte fayda görüyorum.

Raporda bu konuyla ilgili olarak “2021 yılında 28.007.609,47 TL bütçe geliri tahmin edilmiş olup, dönem sonu itibariyle bütçe geliri 31.339.211,27 TL olarak gerçekleşmiştir.” ifadelerine yer verilmiş.

Sayıştay Başkanlığı tarafından paylaşılan kurum tarafından sunulan mali tablo dosyasını da incelediğimde faaliyet sonuçları tablosunda mal ve hizmet alım giderlerinin 2 milyon 183 bin 100 TL olduğu, amortisman giderlerinin 125 bin 247 TL, karşılık giderlerin 794 bin 991 TL olduğunu görürken silinen alacaklardan kaynaklanan giderlerin ise 4 milyon 303 bin 556 TL olduğunu da sizlerin bilgisine sunuyorum.

Ayıca kurumun sunduğu dosya kapsamında belediyelerden aktarılan payın 8 Milyon 447 bin 306 TL, diğer gelirlerin ise 1 milyon 346 bin 713 TL olarak ifade edilmiş olduğunu da belirtmek isterim.

Sayıştay Raporu’nda 2021 Yılı Faaliyet Sonuçları Tablosu’na göre ise faaliyet giderleri 46 milyon 161 bin 988 TL, faaliyet gelirleri 36 milyon 379 bin 678 TL olarak görülürken dönem olumsuz faaliyet sonucunun 9 milyon 782 bin 310 TL olduğu ifade edilmiş.

 ‘İç kontrol sistemi gerekliliklerine ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiği 5018 sayılı yasaya tabi olunmamasına karşın kaydedilen gelişmeler değerlendirildiğinde, Batı Karadeniz Ajansı üst yönetim ve çalışanlarının iç kontrol sistemi işleyişine ilişkin pozitif ve destekleyici tavır sergiledikleri anlaşılmaktadır.’ ifadelerinin kullanıldığı Sayıştay Raporunda, denetim görüşü olarak, ‘mali rapor ve tablolarının tüm önemli yönleriyle doğru ve güvenilir bilgi içerdiği kanaatine varılmıştır.’ ifadesi kullanılmıştır.

Bu yazımda yer alan Sayıştay Raporunda yorum yoktur. Varolan, paylaşılan bilgileri size aktarmak, sizi bilgilendirmek için yazdığım bir yazıdır.

Bu konuyla ilgili yazımı tamamlarken Sayıştay Başkanlığı’nın Karabük’teki kurumlarla ilgili gerçekleştirdiği denetimler sonucunda paylaştığı raporları ve kurumların sunduğu dosyaları peyder pey köşe yazılarımla sizlere aktarmaya devam edeceğimi  de ifade etmek isterim.

Söyleyeceklerim çok da dilim varmıyor

Ben 2018 yılında İnşaat Mühendisi olarak Karabük Üniversitesi’nden mezun oldum. 2021 yılında lisansüstü eğitimimi yine Karabük Üniversitesi’nde tamamlayarak İnşaat Yüksek Mühendisi oldum. Şuanda da doktora programında çalışmalarımı yürütüyorum. Velhasıl diyeceğim 2014 yılından bu yana hem akademik camianın içerisinde olmamdan hem de basın mensubu olmamdan dolayı pek çok deneyime, bilgiye sahip olurken pek çok yaşanmışlıklara da şahit oldum.

Toplumumuzda pek çok anlayış değişirken, kokuşmuşluk, bencillik, benden olsun da ne olursa olsun düşüncesi, torpil ve bununla birlikte liyakatsizlik almış başını giderken bir bu yanlışlığa yanlış diyenler var, bu yanlışlıklara göz yumanlar var, bir de ‘Allah razı olsun.’ diyip yanlışa teşekkür edenler var. He bir de yanlışları görüp bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler var. Peki nereye kadar?

İşte bu saydıklarım toplumumuzda olurken üniversitelerimiz de bu durumdan nasibini alıyor. İşin ehli diye gayrimüslime iş veren bir ecdattan işi bilmese de bizden olsun, bendense hakkıdır, helaldir diyen bir topluma dönüştük, dönüştürüldük.

Bismillah diyip harama el uzatanlar, 5 vakit namaz kılıp haksızlık yapanlar, ev alırken faizli diye kredi almayıp emeksiz yemek yiyenler, helalleşmeden bahsedip hesap zamanının geleceğini düşünmeyenler, kul hakkından bahsedip haksızlığı kendine hak görenler iki cihanda da hesap vaktinin geleceğini unuttularsa hatırlatayım bu vesileyle.

Devlet her zaman 18 yaşındadır ve keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Allah-u Teala’nın adalet terazisi de hiç şaşmaz. Yapılanlar yarına kalsa da kimsenin yanına kalmaz. Bu süreçte olan adaleti bekleyenedir. Orhan Gazi, “Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür.” demiştir. Bu duruma da sınav der geçilir. Bu dünyaya zevk, sefa sürmeye geldiğini sananlar yanlıştadır.

İlanlar yayımlanıyor

Sosyal medyanın da etkisiyle yayımlanan ilanlar alakası olsun veya olmasın, bulunduğun şehirde olsun veya olmasın bir şekilde görülüyor. Geçtiğimiz günlerde akademik camiada olanların alışık olduğu bir olay yaşandı, yayımlanan ilanın şartları yine insanları pes dedirtti. Nereden mi bahsediyorum tabi ki Karabük Üniversitesi’nden.

Karabük Üniversitesi 28.11 tarihli Resmi Gazete’de öğretim elemanı alım ilanı yayımladı. Yayımlanan ilanın bir tanesinde değişiklik yapılırken asıl sosyal medyada gündem olan ilan olduğu gibi kaldı. Karabük Üniversitesi 14 adet akademik personel alım ilanı yayımladı. Yayımlanan ilanlardan Makine Mühendisliği Termodinamik Anabilim Dalına alınan araştırma görevlisinin ilan şartları görenleri pes dedirtti ve bu durum sosyal medyada yer aldı. Söz konusu ilan şartında, “Makine Mühendisliği veya İnşaat Mühendisliği Bölümü Lisans mezunu olmak ve Makine Mühendisliği alanında Tezli Yüksek Lisans yapıyor olmak” ifadesi kullanıldı. Yani ilan diyor ki İnşaat Mühendisliği okumuş olabilirsin ve mesleğin İnşaat Mühendisi olabilir bir de Makine Mühendisliği’nde tezli yüksek lisans yapıyorsan başvur.

İnşaat Mühendisliği okuyacaksın, Makine Mühendisliği’nde yüksek lisans yapacaksın. Sonra da Makine Mühendisliği’nde araştırma görevlisi olacaksın. Vay arkadaş. ‘Cılkı çıktı.’ desem abartmış olmam.

Karabük Üniversitesi alanında lisans mezuniyeti olmayan akademik personellerle nereye kadar gidecek? Bu durumu kimse görmüyor kimse düşünmüyor mu? Devir eski devir değil beyler. Geçmişte öğrenciler bölümdeki akademisyenlere, nereden gelip nereye gittiğine, ne çalıştığına bakmazdı.  Artık durum böyle değil. Öğrenci tercih yapacağı bölümdeki akademisyeninden sağladığı şartlara, yaptığı projelere kadar bakıyor. Geleceğine yön verecek, donanım sahibi olabileceği bölümleri araştırıyor ve tercih ediyor.

İşinin hakkını veren, bölümünü ve bulunduğu akademik camiayı benimseyen değerli akademisyenlere sözüm yok ancak devşirme akademisyenlerle bu iş gitmez. Bu üniversiteler bu yolla kalkınmaz. Tanıdığa, eşe, dosta, kıza koltuk vermekle, eleştireni en köşeye, yaşa hocam yaşa diyeni koltuklara hak görmekle Karabük Üniversitesi’ni yükseltemezsiniz. Karabük şehrini yükseltemezsiniz. Akademik kültür böyle oturtulmaz.

İstanbul Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi köklü üniversitelerde geçmişten gelen kültürler vardır. Hoş geçmişte de bunlara uymayan bir çok uygulama yapılmamıştır dersem herhalde çok iddialı söylemiş olurum. Ancak her şeye rağmen kapsamları, sınırları, yazılı olmayan kuralları vardır.

Akademik camiada usta çırak ilişkisi olması büyük önem arz eder. Ustayla öğrenci anlaşamazsa, etle kemik gibi birbirini tamamlayamazsa ortaya verimli işler çıkmaz. Usta çırağı yetiştirmezse o çıraktan usta olur mu? Ustalar çıraklarından ışık görmezse işten çıkartır da akademisyen, asistanı nasıl çıkartacak?

Karabük Üniversitesi’nde köklü üniversitelerde eğitim görmüş, oralardaki akademik camiayı tanıyan, sistemi bilen akademisyenlerin de var olduğunu biliyor ve nicelerinin olduğunu da düşünüyorum.  Ancak gel gelelim bu değerli akademisyenlerimiz de bu durumlara suskun. Peki neden? Sizler bunu dile getirmezseniz, sizler susarsanız nasıl olacak? Su bulanmadan nasıl durulacak?

Gelelim düzeltilen ilana. Yine Makine Mühendisliği için Otomotiv Anabilim Dalı araştırma görevlisi unvanlı ilanda “Otomotiv Mühendisliği Lisans mezunu olmak. Otomotiv Mühendisliği veya Makine Mühendisliği alanında Tezli Yüksek Lisans yapıyor olmak.” İfadeleri yer alırken 30.11 tarihli Resmi Gazete’de “Otomotiv Mühendisliği Lisans mezunu olmak. Otomotiv Mühendisliği veya Makine Mühendisliği alanında Tezli Yüksek Lisans yapmış olmak. Otomotiv Mühendisliği veya Makine Mühendisliği alanında doktora yapıyor olmak.” şeklinde ilan düzeltildi.

Düzeltme ilanını görünce hatadan dönülmüş galiba dedim. Makine Mühendisliği Termodinamik ABD’ye başvuru yapabilecek İnşaat Mühendisliği kökenli ilan şartını değiştirmişlerdir diye düşündüm. Ben istikamet düzeldi, yol doğruyu gösterdi sanmıştım, yanılmışım.

Hırslarınız, nefsiniz ve şeytan da sizleri yanıltmasın İnşallah.

Bu konuya şimdilik burada bir ara verelim değerli okuyucular.

Sınıfta olması gereken öğrenci dışarda, sınıfla alakası olmayan öğrenci sınıfta

Birazda üniversitede kullanıma geçen e-yoklama sisteminden bahsedelim.

E-yoklama sistemi, öğrencilerin devamsızlık yapmaları ve devamsızlıktan kalmaları noktasında akademisyenlere dil dökmeleri, kimi zaman mesnetsiz ve anlamsız, kimi zaman usturuplu ve mazeretli girdikleri muhabbete son verdi. Ayrıca yabancı öğrencilerin de okulda bulunmaları gereken ders saatlerinde okulda olup olmadıklarının tespiti noktasında da işi hızlandırdı. Hızlandırdı da acaba doğru kişi mi imza attı o durum biraz şüpheli.

Birkaç kez şahit olduğum ve duyduklarıma göre özellikle mühendislik fakültesinde yabancı uyruklu öğrenciler, arkadaşlarının yerine gelip e-yoklama sisteminde imza atıyor veya imza atılmak için verilen şifreyi sınıfta bulunmayan arkadaşlarına göndererek sınıfta varmış gibi imza atmalarını sağlıyor. Nerede kaldı denetim?

E-yoklamanın avantajlı yönleri olduğu gibi malesef dezavantajlı da bir çok yönü var.

Bizim zamanımızda yoklama kağıdına imza atılır veya dersin sorumlu akademisyeni tek tek isim listesinden öğrencilerin sınıfta olup olmadığını kontrol ederdi. Kolay kolay da fazla imza çıkmazdı. Tabi ki hiç olmamıştır demek doğru olmasa da bizim zamanımızın öğrencilerinde bir saygı ve doğruluk hissiyatı vardı. Şimdi yoklama kağıdı dolaşsa sınıfta ders sonuna kadar imza bitmiyor, isim listesinde ismini nasıl bulacağını dahi bilmeyen, arkadaşlarının yerine fazla fazla imza atan bir öğrenci topluluğu var.

Yabancı öğrencileri tebrik ediyorum, adamlar cidden birbirlerine sadık ve destekliyorlar. Neden mi böyle söylüyorum. Bizim zamanımızda biz fazla imza dahi atmaya çekinir kendimize bunu ar ederdik. Kendi yerimize başka bir arkadaşımızı derse sokup yerimize imza attıracağız, böyle bir olayın olması mümkün değil. Ki biz derse imza için değil dersi öğrenmek, anlamak için gelirdik. Yabancı öğrenciler, arkadaşları yerine kendi bölümleri hatta abartarak söylüyorum kendi fakülteleri olmamalarına karşın arkadaşlarının yerine gelip e-yoklamada imza atıyor. Dersin sorumlu akademisyeni toplam imza ve toplam sınıf mevcuduna baktığında sayı tutsa da sınıfta olması gereken öğrenci dışarda, sınıfla alakası olmayan öğrenci ise sınıfta.

Bir de kapının önünden e-yoklamaya imza atıp gidenler var.

Sınıf mevcudu örnek veriyorum 70 imza sayısı 72. Dersin sorumlu akademisyeni fazla imzayı farkedip imzayı yenilese de yüzsüzlük hatsafhada olacak ki yine fazla imza var. Bu sefer akademisyenler fazla imzayı önlemek için yöntemlere başvurmak zorunda kalıyor. Şifreyi sınıf dışına ulaştırmasınlar diye şifreyi belirli aralıklarla yenileme yöntemi bu aralar çoğu akademisyenin denediği bir yöntem haline geldi. Velhasıl akademisyene kolaylık olacak e-yoklama sistemi akademisyene zorluk çıkartıyor.

Madem öyle tek tek isim alsın, bir de kağıda imza attırsın derseniz o iş o kadar kolay değil maalesef. Akademisyenin tek tek isim okuma yapması zor. Neden zor? Yabancı öğrencilerin isimleri hem benzer hem de telaffuzu gerçek manada zor. Kağıda imza attırsın derseniz fazla imza yine oluyor. Akademisyen ders mi anlatacak tek tek kimlik bakıp imzaları mı kontrol edecek?

Ruhları şad olsun

Değerli okuyucularımız bugünlük bu konu hakkındaki yazımı burada noktalarken sizlere bugünün (2 Aralık) hatırlanması gereken değerlerinden bahsederek yazımı sonlandıracağım.

Bugün,

İstikbali düşünmemek, maziyi unutturur; maziyi unutma istikbali hatırdan çıkarmaktadır.’ diyen, Türk Ocakları’nın resmi kurucularından Yusuf Akçura’nın,

Bin atlı çocuklar gibi şendik/Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik’ dizelerini,

hepinizin ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’ diye bildiği şarkının ‘Rindlerin Akşamı’ isimli şiirinde hayat verdiği,

Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi./ Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi./ Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,/ Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.’ dizelerinin sahibi Yahya Kemal Beyatlı’nın doğum günü,

Bu Vatan Kimin’ şiiriyle ‘Bu vatan toprağın kara bağrında/ Sıradağlar gibi duranlarındır,/Bir tarih boyunca onun uğrunda/Kendini tarihe verenlerindir.’ dizelerini edebiyatımıza kazandıran Orhan Şaik Gökyay’ın vefat yıl dönümüdür.

Ruhları şad olsun.

Değerli okuyucularımız, Allah’ın rahmet, bereketi, mağfireti ve hidayeti üzerinize olsun.

Hayırlı cumalar dilerim.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.