Safranbolulu Bir Ailenin Çocuğu olan Dünyanın Tanıdığı ,Saygı Duyduğu LA DİVA TURCA diye anılan soprano Leyla Gencer’i sadece birkaç taziye mesajı ile andık
Oysa Böyle bir isim Dünyanın her hangi bir ülkesinin ili veya ilçesinde olsa Anısına Festivaller düzenlenir Etkinlikler yapılır
Safranbolu ilçesinin tanıtımı için İstanbul ve Ankara’da Reklam Panoları oluşturmaya gerek yok Leyla Gencer’i tanıtmak adına etkinlikler düzenleyelim Baba Evini Müzeye Çevirelim bakın Safranbolu Nereye gelecek ? Nasıl Tanınacak ?
9/07/2013 Salı Günü Yeni Şafak Gazetesinde Yer Alan Bir Haber Safranbolulu bir ailenin Çocuğu olarak Dünyaya gelen ve sonraki yıllarda Dünyanın en büyük Opera sanatçısı olarak LA DİVA TURCA diye anılan soprano Leyla Gencer 10 Mayıs 2008’de Milano’daki evinde hayata veda etmişti
Geçmiş yıllarda Leyla Gencer Anısına Geceler düzenlenmiş ve Yörük Köyünde bulunan Babasının Evi Müze Olarak Düzenlenmesi çalışmaları yapılmış Hatta Evlerinin Önüne birde Leyla Gencer Büstü Dikilmişti UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan Safranbolu ilçesinde, opera tarihinin en büyük isimlerinden biri sayılan ve dünyada ”La diva Turca” olarak tanınan soprano Leyla Gencer adına Leyla Gencer Kültür ve Sanat Evi”, 450 yıllık konakları, çamaşırhanesi, camisi ve çeşmeleriyle Osmanlı mimarisinin özelliklerini yansıtan, 1997 yılında koruma altına alınan ve Gençer’in akrabalarının bulunduğu Yörük köyünde, tarihi bir konağın restore edilmesiyle oluşturulacak
Karabük Valisi İzzettin Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya opera tarihinin en büyük sopranolarından Gencer’in, Safranbolu’dan çıkmış olmasından gurur duyduklarını ve adına her yıl “Leyla Gencer’i Anma ve Sanat Günleri” düzenlediklerini söyledi Evin çatı restorasyonunu valilik olarak üstlendiklerini ifade eden Küçük, “Kalan diğer bölümleri için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüştük. Yaklaşık 500 bin liraya ihtiyacımız var. Leyla Gencer, ülkemiz ve ilçemizin ismini bütün dünyaya duyurmuştur. Sanatçımızı kaybettik ama biz onun eserlerini yaşatmak için çalışıyoruz” diye konuştu.
Safranbolu’nun Yörük Köyü meydanında, bir kadın büstü dikkati çeker. Kaidesinde, Leyla Gencer yazar ve kısa hayat öyküsü anlatılır. Burada bulunmasının nedeni, hemen büstün arkasında bulunan “Çeyrekgil Evi”nin Leyla Gencer’in atalarını ait olmasıdır.
Çeyrekgil Ailesinin’nin bir bölümü, 1900’lı yılların başlarında İstanbul’a göç etmişler, burada çeşitli iş kollarında faaliyet göstermişlerdi. Çeyrekgil’lerden Hasanzade İbrahim beyde İstanbul Çubuklu’da çifitçilik, balıkçılık, taşımacılık gibi işlerin yanı sıra Çubuklu suyu ve Lale Sineması’nın işletmeciliği gibi işler yapıyordu. Leyla Gencer’de İstanbul Çubuklu’da varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Annesi Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska’dır. Annesinin, İbrahim bey ile evlendikten sonra Müslüman olduğu ve Atiye ismini aldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir. Nitekim, ilerleyen yıllarda kendisi ile yapılan çeşitli röportajlarda da Leyla Gencer, Türk ve Müslüman bir ailenin kızı olduğunu defalarca vurgulamıştır. Hatta, başta İtalya olmak üzere bir çok ülkeden kendisine, vatandaşları olma teklifi geldiğinde “Bir insanın bir vatanı olur, o insanda o vatanın vatandaşıdır. Ben Safranbolulu Türk ve Müslüman bir ailenin kızıyım. Türk vatandaşı olarak doğdum, Türk vatandaşı olarak ölürüm.” demiştir.
Bunları şunun için yazıyorum. Sanat ve sanatçı düşmanı kimi çevreler, uzun yıllardan bu yana Leyla Gencer’i “Türk değildi, Müslüman değildi.” diyerek akılları sıra dışlamaya çalışmaktadır. 1950’li yılların başında İstanbul ve Ankara’da sanat hayatına başlayan Leyla Gencer, Türkiye ile İtalya arasında 1953 yılında imzalanan kültür anlaşması çerçevesinde İtalya’ya gitme fırsatı yakalamış ve orada bir radyoda gösterdiği canlı performans ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Radyo yetkililerinin, önerisi üzerine ilk kez İtalya’da Roma’da San Carlo operasında sahneye çıkmıştır. San Carlo operasına girdiğinde muhteşem ortamından adeta büyülenen Leyla Gencer, “Burada bana asla opera söyletmezler” diye düşünmüştü. Ancak, tam tersi oldu. Leyla Gencer büyülü sesi ile salonda bulunanları etkilemiş, ayakta alkışlanmıştı. Opera’nın sahibi 5 gün sonra başka bir sahne önermiş, küçücük otel odasında 5 gün çalışarak bu sınavından da başarı ile çıkmıştı. Artık, Leyla Gencer başta İtalya olmak üzere, Avrupa ve Dünya basınında adından sıkça söz ettirmeye başlamış. Çocukluk hayali olan Dünyanın en ünlü sahnelerinden biri olan La Scala’ya her geçen gün bir adım daha yaklaşmıştı. İtalya’nın çeşitli şehirleri, Avrupa şehirlerinden sonra Amerika’dan da teklifler almış, Amerika’da da büyülü sesi ile başarıdan başarıya koşmuştu.
Leyla Gencer’in başarılarla dolu muhteşem hayat hikayesine her yerden ulaşmak mümkün. Konunun Safranbolumuzu ve ülkemizi ilgilendiren bölümüne gelmek istiyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinde, metropol şehirlerinde ve Safranbolu gibi küçükte olsa, özelliği olan yerlerde çeşitli festivaller düzenlenir. Dünkü yazımızda da belirttiğim gibi, Hollanda’nın Maastricht şehrinde Dünyaca ünlü kemancı Andre Rieu şehrinde müzik geceleri başlatmış. İlk etapta kasabalılar, ne olup bittiğinin farkına bile varamamışlar. Ancak, kısa sürede bu konserler büyük ilgi görmüş, her yıl tekrarlanan bir gelenek haline gelmiştir. Kasaba bu sayesinde ciddi gelirler elde ettiği gibi, adını da sanatsal anlamda Dünyaya duyurma fırsatı bulmuş.
Leyla Gencer’in 20. Yüzyılın en büyük Sopranolarından biri olduğu tartışmasız bir gerçektir. Başta İtalya olmak üzere bütün dünya Leyla Gencer’in bu başarısının hakkını vermiş ve Dünya tarihine “La Diva Turca” (Türk Divası) olarak geçmiştir. Sanat Dünyası için böylesine önemli bir isim Safranbolu Yörük Köyü kökenlidir, yani hemşehrimizdir. Halen, “Çeyrekgil Evi” olarak Yörük Köyü Meydanı’nda dimdik ayakta duran evin hemen önündeki büst Leyla Gencer’e aittir.
Safranbolu’da Leyla Gencer adına düzenlenecek “Uluslararası La Diva Turca Leyla Gencer Müzik Festivali” kesinlikle büyük ilgi görür. İlk birkaç yıl belki sönük geçebilir. Ancak, ilerleyen yıllarda bu dev organizasyon hem bölgemiz, hem de ülkemiz için hem turizm geliri getirecek, daha da önemlisi Sanat Dünyası içinde bölgemiz ve ülkemiz büyük prestij sağlayacaktır. Daha da önemlisi, Leyla Gencer gibi sanat dünyasının bir dev çınarının; atalarının topraklarında böylesine bir festivalin düzenlenmesi onun manevi ruhuna büyük bir vefa olacaktır. Dün yazdığım yazıda okul arkadaşım, dostum Gazeteci-Yazar Doğan Satmış tarafından bu öneri hem yazdığı kendi köşe yazısı ile gündeme taşınmış, hem de bizzat Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse’yi ziyaret ederek bu konudaki düşüncesini aktarmıştır. Doğan Satmış, görüşme sonunda “Sayın Başkan Leyla Gencer ile ilgili bir müzik festivali önerimi çok sıcak karşıladı. Kendileri, Leyla Gencer’e çok büyük saygı duyduğunu, hayat hikayesini okuduğunda çok etkilendiğini bana anlattı. Bir süreden bu yana ‘Leyla Gencer ile ilgili Safranbolu’da neler yapılabilir?’ diye bir düşünce içinde olduğunu da ifade etti. Ben de, Kültür Bakanlığı başta olmak üzere kamu-özel sektörden çeşitli paydaşlar ile bu dev organizasyonun gerçekleşebileceğini kendilerine ifade etme fırsatı buldum.” dedi. Belediye Başkanı Elif Köse’de ziyareti BRTV mikrofonlarına değerlendirirken, Gazeteci-Yazar Doğan Satmış’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ve Leyla Gencer ile ilgili önerisini çok önemsediklerini vurguladı.
Dün kaleme aldığımız yazıda, Safranbolu Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin nasıl doğduğunu anlatmıştık. Dileriz, ilerleyen yıllarda da ya biz, ya da bizden sonraki nesiller “Safranbolu La Diva Turca Leyla Gencer Müzik Festivali”nin hikayesini anlatırlar. Unutmayalım ki, çok büyük eserler bile önce düşünce ile başlar, ardından da hayata geçer. Gazeteci-Yazar dostum Doğan Satmış’ın “Türkiye Tarihini Değiştiren 110 Kadın” kitabındaki kadınları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftası için BRTV’de özel olarak yayınlanacak bir programa anlatmak için bölgemize gelmesi belki de gelecek yıllarda Dünya çapında büyük ses getirecek, büyük bir organizasyonun doğmasına neden olacaktır. Bu konu, başlı başına Safranbolu’yu, Karabük’ü aşabilir. Ama, İstanbul ve Ankara Belediyelerimiz, Kültür Bakanlığımız ve ülkemizin önde gelen kamu-özel sektörünün de katkıları ile kesinlikle başarılabilir. Biz hayalini kuralım, fikri ortaya atalım. Hayal kurmak başlangıç demektir.
(Mehmet Çetinkaya 4 şubat 2021)
Safranbolu Yörük Köyünde düzenlenen Protokol ve Vatandaşların katılımı ile geniş bir katılımın olduğu etkinlikte Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar’ yaptığı konuşmada Safranbolu ve Gencer’ın turizme katkıları ele alındı Dünyaca ünlü opera sanatçısı Leyla Gencer’in anısı Safranbolu’daki baba ocağında yaşatılacak 20. yüzyılın önemli sopranolarından biri olarak görülen Leyla Gencer’in İstanbul’da bir depoda muhafaza edilen eşyaları, anılarının yaşatılması amacıyla Karabük’te baba ocağındaki evinde sergilenecek İtalya’nın Milano kentinde 13 yıl önce hayata veda eden “La Diva Turca”, “La Gencer”, “La Regina” olarak ün kazanmış 20. yüzyılın önemli sopranolarından Leyla Gencer’in eşyaları, Karabük’ün Safranbolu ilçesindeki baba ocağında sergilenecek.
Opera sanatçısı Leyla Gencer’in daha çok tanıtılması amacıyla Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfınca çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, Gencer’in ölümünün 13’üncü yılı dolayısıyla 10 Mayıs’ta Safranbolu’daki baba ocağı Yörük köyünde anma programı düzenlenecek.
Gencer’in anılarının yaşatılması amacıyla köydeki babaevinde başlatılan onarım çalışmaları hızlandırılacak ve İstanbul’da bir depoda muhafaza edilen eşyaları buraya taşınacak.
“Safranbolu turizmine katkıları olacağına inanıyoruz”
Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakıf olarak Safranbolu’nun kültürel varlıklarını gün yüzüne çıkarmak gibi bir görev üstlendiklerini söyledi.
Leyla Gencer adına anma gecesi düzenlemenin kendilerinin asli görevi olduğunu vurgulayan Dizdar, “10 Mayıs, Leyla Gencer’in ölüm yıl dönümü. O nedenle burada bir anma gecesi düzenleyeceğiz. Çalışmalara hemen başladık. Bu sene 10 Mayıs günü Safranbolu’da böylesine ünlü bir büyüğümüzün anma gecesini yapacağız.” dedi.
Dizdar, Gencer’in Türkiye’nin her yerinde tanınır hale geldiğini belirterek, “Uluslararası sanatçımızı tanıtmak, onun adını yaşatmak istiyoruz. Onun vasıtasıyla Safranbolu’nun kültürel mirasını ön plana çıkaracak çalışmalar yapacağız.” diye konuştu.
Gelecek yıllarda bu programların festivale dönüşebileceğini aktaran Dizdar, etkinlikleri vakıf olarak sahiplendiklerini kaydetti.
Dizdar, öncelikle kendi akrabaları ve köylüleriyle temasa geçerek ortak çalışma yürüteceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bu bizim görevimiz. Bu vesileyle bölgenin aktüel hale geleceğine inanıyoruz. Safranbolu turizmine katkıları olacağına inanıyoruz. Köydeki evini bir an evvel tamir ederek İstanbul’da bir depoda muhafaza edilen eşyalarını köyüne getirip sergileyeceğiz. Köyün turizm potansiyelini yükseltmek gibi bir hedefimiz var.”
Leyla Gencer
Leyla Gencer, 10 Ekim 1928’de Polonezköy’de dünyaya geldi. Solistlik kariyerine 1950’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Cavalleria Rusticana eserindeki “Santuzza” rolüyle adım atan sanatçı, İtalya’da da ilk kez bu rolle seyirciyle buluştu. Gencer, zengin repertuvarı ve mükemmel tekniği sayesinde kısa zamanda dünya çapında tanınarak “La Diva Turca”, “La Gencer” ve “La Regina” olarak ün kazandı.
Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicago’da sahneye çıkan sanatçı, Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Filoria Tosca, Lucrezia, Madam Butterfly, Alceste, Aida, Violetta ve Leonora’nın sesi oldu.
Kariyeri boyunca 23 bestecinin 72 eserini repertuvarına alan sanatçı, konserlerini 1992’ye kadar sürdürdü. Sonraki yıllarda eğitimcilik kariyerine ağırlık vererek genç sanatçıları yetiştiren Gencer, 10 Mayıs 2008’de hayata veda etti.
Safranbolu Olarak sadece Birkaç Küçük Anma Mesajı ile Hatırladığımız LA DİVA TURCA LEYLA GENCER İstanbul Süreyya Opera Sahnesinde anıldı
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Leyla Gencer’i andı
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Leyla Gencer’in vefatının 15. yılında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesinde konser düzenledi. Konserde, birçok ünlü opera aryası seslendirildi ve Leyla Gencer’in kariyeri anıldı.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), 20. yüzyılın dünyaca tanınmış sopranolarından Leyla Gencer’i, vefatının 15. yılında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesi’nde andı.
İDOB’dan yapılan açıklamaya göre konserde, Wolfgang Amadeus Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü”, “Sihirli Flüt”, Giuseppe Verdi’nin “La Forza del Destino”, “Don Carlo”, “Maskeli Balo”, “Aida”, “I Vespri Siciliani”, Gioachino Rossini’nin “Sevil Berberi”, Gaetano Donizetti’nin “Anna Bolena”, Vincenzo Bellini’nin “Norma”, Jules Massenet’in “Manon”, Pietro Mascagni’nin “Cavalleria Rusticana”, Camille Saint-Saens’in “Samson ile Dalila” adlı operalarından aryalar yorumlandı.
Fügen Yiğitgil’in piyanosuyla eşlik ettiği konserde, Esra Abacıoğlu Akcan, Perihan N.Artan, Aylin Ateş, Aslı Ayan, Jaklin Çarkçı, Evren Ekşi, Anna Sirel Y. Etyemez, Nesrin Gönüldağ, Gülbin Günay, Otilia İpek, Nazlı Deniz Süren, Hande Soner Ürben ve Evren Işık Yasemin solist olarak sahne aldı.
Batı ülkelerinde “La Diva Turca”, “La Gencer”, “La Regina” olarak ün yapan Leyla Gencer, Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao ve Chicago’da birçok konser verdi.
Başarılı sanatçı, unutulmaz operaların karakterleri Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Floria Tosca, Lucrezia, Madam Butterfly, Aida ve Violetta karakterlerine uzun yıllar hayat verdi. aa